25.Bölüm: İKİNCİ ADAM

40.3K 2.7K 2.8K
                                    

Blackfield - Miss U (Bu bölüme daha iyi eşlik eden bir şarkı olamaz sanırım.)


25.Bölüm: İKİNCİ ADAM

Gördüğüm görüntü öyle dehşet vericiydi ki bu küçük anın içinde kısa bir anlığına kayboldum. Kızıl gözlü bir kadın, ağlıyordu dehşet içinde. Hemen ayaklarının ucunda ise insan demeye bin şahit gerekecek bir canavar vardı.

Kıpkırmızı gözleriyle, kireçten daha beyaz teniyle, pul pul olmuş derisiyle, gerçek olamayacak kadar korkunçtu. Her yer kandı. Tahta zeminde, kanın çizdiği yol, ayaklarımın ucuna kadar ulaştı. Bu sadece kan değildi, bu benim zaferimdi, tabii bu geçici bir zaferdi. Onun gibi bir varlığın kolay kolay yok olmasını beklemiyordum zaten. Ancak elimde onu kötü edecek ve bizi koruyacak çok önemli bir şey vardı, süsen.

Karmen eğilmiş, Haris'e bakıyordu. Hem ağlıyor hem de konuşuyordu.

"Ne oldu böyle?" diyordu, sanki beni görmüyor gibiydi.

Haris konuşamıyordu, kan kusması durmuştu ancak çok beter bir hâli vardı. Nefes nefeseydi. Haris zorlukla açık tuttuğu gözleri ardından bana düşmanca baktı.

"E-Ezel bana yarım et, lütfen!" dedi Karmen gözyaşları arasında. Hayır, ağlama. Bu yaratık senin gözyaşlarına değmez. "Ö-ölüyor mu?" Keşke. "Anlamıyorum, neden böyle oldu?"

"O yaptı," dedi Haris zorlukla konuşarak. Karmen şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Haris ne yaptığımı, ne kullandığımı benden daha iyi biliyordu. "S-süsen," diye devam da etti ama daha fazla takati kalmamış olacak ki konuşmayı keserek düşmanca bakmaya devam etti.

"Bir bitki buldum, o bitki üzerimdeyken bana zarar veremediğini keşfettim. Ve o bitki kanımızdayken bu hâle geldiğini de keşfettim." Karmen sözlerimle başını yavaşça kaldırdı. Ellerinde ve çıplak dizinde kan vardı. Üzerindeki beyaz elbise kana bulanmıştı.

"Sen ne yaptın Ezel?" dedi kısık sesiyle. "Bunu senden kim istedi?" Kırık sesine öfke karışmıştı. "Ben ona isteyerek veriyordum kanımı. O başka canlılara zarar vermesin diye."

"Seni kullanıyor aptal! Seni sevdiğini mi zannediyorsun?" dedim kendime engel olamazken. Bağırıyordum, o yaratığın saçını okşuyordu ağlayarak yine. Bu zoruma gidiyordu, daha bu sabah benim kollarımın arasındaydı. Yapamıyordum.

"Bu dünyada beni sadece o seviyor!" Gerçekten böyle mi düşünüyordu?

Alayla güldüm. "Kendini kodlamışsın. Beni o seviyor, beni o büyüttü, ondan başka kimsem yok, onu seviyorum! Bu içi boş sözlerinden başka bir şey kullanmıyorsun. Ama sen de gitmek istiyorsun, gerçek bir hayat istiyorsun. Ya fazla aptalsın ya da fazla korkak. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Ve biliyor musun? Ben vardım." Son cümlede sesim istemsizce kısılmıştı. Sustum. Kızıllarını irice açmıştı yine.

Yüzüme baktı baktı ve konuştu: "Ona bir hayvan bulmalıyım," dedi sanki ben duvara konuşmuşum gibi.

"Biliyor musun Karmen? Her şey senin hatan, yalnız olman ve hayata dair hiçbir şey bilmemen senin hatan. Bu yaşadıklarını hak ediyorsun. Sana her ulaşmaya çalıştığımda sen onu seçiyorsun. Tam artık, tamam bitecek bu iş, benimle gelecek dediğimde yine başa dönüyoruz. Ben bu kısır döngüden çok yoruldum. Artık yapamıyorum Karmen. Sen her seferinde onu seçerken ben devam edemiyorum. Sanki tüm emeklerim boş. Ama artık bitti, artık yokum. İşi bırakıyorum. Sana da kanına aç bu yaratıkla mutlu bir hayat diliyorum!" Konuşuyorum, kırıyordum ancak onun kırılmışlığı neydi ki benimkinin yanında? Kalbim hiç böyle acımamıştı.

KALINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin