24.Bölüm: YANGIN

45.7K 2.7K 2.4K
                                    

Over the Love- Florence and the Machine

24.Bölüm: YANGIN

Hissedebiliyordum. Tenime çarpan teni, burnumu dolduran eşsiz kokuyu ve kalp atışlarını. Ben hayatımda ilk defa bu kadar çok hissediyordum ve dahasını istiyordum. Bir gün ansızın girmiştim hayatına ve o an siyah beyaz hayatım bir renk kazanmıştı. Renkler daha parlak, sesler daha canlı, hisler daha güzeldi.

Yanımdaydı işte, bir nefes kadar uzağımdaydı. Dışarıdan gelen güneş, tenini altın gibi parlatıyordu. Uzun kirpiklerinin gölgesi, elmacık kemiklerinin üstüne düşmüştü, pürüzsüz yanakları al aldı. Kırmızı dudaklarını büzmüştü. İşte bu manzara, her sabah uyanma sebebi verecek bir manzaraydı.

Ne kadar süredir onu izlediğimi bilmiyordum. Sadece huzurlu olduğumu biliyordum. Güzel kokusu her ciğerlerime dolduğunda onun bir hayal olmadığına daha da ikna oluyordum. O çok uhrevi bir güzelliğe sahipti. Açtı kızıllarını yavaşça, gülümsedi, yutkundum.

"Günaydın," dedi kısık ama tatlı bir sesle.

"Gün aydı." İnsana yaşamı sorgulatacak gülümsemesi genişledi.

"Ne zaman uyandın?" Güneşin ilk ışıklarının teninde nasıl bir etki bıraktığını görecek kadar önce.

"Uyanmadım ki, uyuyamadım. Tüm gece horladın." Gözlerini şaşkınlıkla irileştirdi. İki eliyle hayretle dudaklarının üstünü kapattı. Yanaklarındaki kızıllık artmıştı.

"Hayır ya olamaz," dedi. "Yalan söylüyorsun." Gülümsedim.

"Evet, yalan söylüyorum." Yerinden doğrulurken omzuma vurdu.

"Ödümü kopardın köpek." Söylediği sözle dayanamayıp güldüm.

"Köpek mi? Bir insana, masum bir canlının adını katarak hakaret edemezsin." Alayla güldü.

"Ben hakaret etmedim ki, köpekler oldukça tatlı canlılar. Onu hakaret olarak algılayan sensin canım." Canını yesinler senin. Esnedi, kollarını havaya kaldırarak vücudunu da esnetti.

"Kızlara da bir şey söylemeden çıktım, ayıp oldu," dedi düşünceli düşünceli. Gözüm beyaz gerdanında parlayan kolyeye takıldı. Bu kolye sayesinde, artık Haris onun zihnine ulaşamayacaktı. İçindeki süsen yaprakları onu koruyacaktı. Bundan sonra olan her hareketin, Karmen'in öz iradesiyle yaşandığını bilecektim.

"Eğlendin mi akşam?"

"Eğlendim, gerçekten güzeldi. Yasema da ordaydı." Durdu bir an, yataktan doğruldu. Yavaşça narin bedenini yatak başlığına yasladı. "Yasema çok güzel bir kadın, ondan neden ayrıldın Ezel?" Titreyen sesi, yüreğimi titretti. Dirseğimi yatağa bastırdım, ona doğru döndüm.

"Kızıl gözlü bir kadına tutuldum," dedim dürüstçe. Yutkundu. "Evet, Yasema mükemmel ve güzel bir insan. Onu seviyorum ama bir arkadaşı sevişten daha ilerisi değil. Biz de birbirimizi özgür bırakmaya karar verdik."

"Ezel," dedi gözlerime bakarken. "Ben de onu özgür bırakmak istiyorum bazen ama yapamıyorum." Gözleri doldu yine. Dolmasın o kızılların, dayanamıyorum güzelim. "Çünkü o asla özgür olamaz. Beni büyüten o, tüm hayatım o. Sen hayatıma birden giren bir yabancıydın, ondan nasıl gideceğim ki?" Beni bir yabancı olarak mı görüyorsun Karmen'im?

"Gitmeyeceksin ki, bana geleceksin." Uzandım yumuşacık yanağına.

"Gelmek istiyorum Ezel ama..." Sözünü, yanağındaki başparmağımı dolgun dudaklarına getirerek kestim.

KALINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin