Ruhu Ölü Adam'ın Mektubu.

487 38 7
                                    

Ölü Ruhun Öykü'süne...

Yüreğinin derinlerine acı bir şekilde can veren soluk çiçeğinin ruhunu gömen adam; umutlarının yitip gittiği o an karşısına çıkan tutsak bir kadının ilacı olacağını bilememişti. Bilememişti tek bir tebessümün acı içerisinde atan kalbinde papatyalar uyandıracağını. Bilememişti çoktan alevler içerisinde kalan ruhunun tek bir damla suyla söneceğini. Bilememişti yeniden dirileceğini, bilememişti kelebeklerin yeniden o bir damla suyun peşinden gitmek isteyeceklerini.

Hasret kalmıştı başka bir ruhun hasretini çekmeye. Muhtaç kalmıştı alev alan ruhu, tek bir damla suya. Ve gözlerinin ardına hapsettiği o ölü ruhlu adam, susamıştı tutsak bir kadının şefkatine.

Çığlık çığlığaydı kalbi. Her atışında: "Öldürün beni!" diyerek haykırıyor, Tanrı duymuyordu. İyi ki de duymuyordu... İçindeki o esir ölü ruh, kalbine karşın yeniden yaşamak istiyordu. Yaşadığını hissetmek, her insan gibi mutlu, gülücüklerle dolu bir hayat sürmek...

Ve Tanrı, içindeki o esir, ölü ruhun sesini duydu.

Yaşamının son birkaç ayını, tutsak kadınıyla birlikte gülücükleri gözyaşlarıyla boğarak, mutluluğun üzerini mutsuzluklarıyla kapatarak geçirdi. Onları asla yalnız bırakmayan acılarını yorgan yapıp üzerlerine örttüler. Düşündüler ki bizim kaderimiz gözyaşlarıyla kurulu, kendi mutluluğumuzu yaratırız.

Böylelikle onların mutluluğu, yakalarını asla bırakmaya niyeti olmayan mutsuzlukları oldu. Ta ki adam, tutsak kadını bir nefes dahi olsun yaşayabilsin diye kendini feda edene kadar.

Adam öldü, kadın onu tutsak eden zincirleri çiçeklerle donattı, hasret dolu gözyaşlarıyla suladı.

Böylelikle bu acı dolu masal tamamen onlara ait oldu: Tutsak Kadın ile Ölü Ruhlu Adam'a.

Bu acı masaldaki Ölü Ruhlu Adam benim... Oğuz Turgut. Sizlerin zulüm ettiği kadınlardan yalnızca birisi olan o kadının yaralarında gözyaşları ve sevgisiyle çiçekler açtıran, daha sonra iyileşsinler, incinerek büyümesinler diye küçük öpücükler konduran o adam.

Artık sona yaklaşıyorum...

Tutsak Kadın'ım, sana artık seslenebildiğim tek yer bu mektuptur. Seni yalnız bıraktığım için beni bağışla, seni hâlâ seviyorum, çok seviyorum. Binlerce çiçek dolusu sarıldım, hisset, olur mu?

Oğuz Turgut.

🥀

Yalnızlığımı gideren okuyucularım, teşekkür ederim, sizleri seviyorum. 

İki özel bölüm daha gelecek. 

Unutmadan... Oğuz, Öykü ve Ediz sizleri çok özledi. 🖤

kayıp yarınlar (kadına şiddete hayır!) |tamamlandı.|Where stories live. Discover now