3.3

6.4K 542 212
                                    

Selamlarrr ben geldimmm nasılsınız birtanelerim?

Geciktiğim için çok özür dilerim lütfen kusura bakmayın

İyi okumalar...

Seren Yalçın...

Bir şeye bağlandığınızda ve o bağlandığınız şey sizin yaşamını oluşturan tek yapı olduğunda ondan vazgeçmek kendinizden vazgeçmek gibi olurdu. Hayatınızda ne olduğunu önemli olmaksızın büyük bir yer kaplayan şeyi geride bıraktığınızda adımlarınız ilerleyemezdi. Durur ve geriye gitmek isterdi.

Adımları geriye gitmek isterken ben istemiyordum ancak bu hisside hissedebiliyordum ve bunu hissetmek beni yoruyordu yine de pes etmek istemiyordum. Boğazımda yuva yapan susuzluk hissi beni zorlarken su aramadığımı biliyordum ancak istiyordum işte. Ama pes etmekte istemiyordum. 

Pes edemezdim de zaten.

Belki de şehir dışında olmamın bana olan en büyük yararı da buydu. Bilmiyordum ancak şikayetçide değildim. Okullar resmi olarak yarın yarı tatile girecekken bizim bir hafta önce bu tatile girmemiz yararımıza fazlasıyla olmuştu galiba. Yoksa biliyordum ki evde olsaydım büyük ihtimalle bu hisle savaşmak yerine bunu yok etmek için vakit ayırırdım.

Bunun için Mira’ya bir teşekkür borçluydum galiba hatta galibadan fazla olarak öyle. Yatağımda dönerek yorgana tekrar sarıldığımda uyanmak istemediğimi biliyordum. Uyumak istiyordum hem de fazlasıyla. Dün gece geç saatlere daha doğrusu sabaha karşı uyumuştuk ve benim fazlasıyla uykum vardı ancak bu his beni lanet olsun ki uyutmuyordu.

“Tuğra!” diye bir çığlık duyduğumda irkilsem de kime ait olduğunu bildiğim için tekrardan gözlerimi kapattım ancak benim adımı söyleyişini daha doğusu bağırdığını duyduğumda derin bir nefes alarak ofladım. Üşengeç olduğumu belirten bir yavaşlıkla yatakta oturur pozisyona geldiğimde açılan kapım ile yerimden sıçradım.

Karşımda daha yeni uyanığı belli olan Mira vardı ve fazla mutluydu. “Siren, Siren, Siren. Kalk hadiii kar tutmuş hadiiiii.” diyerek adeta üzerime atlayan Mira ile yatağa devrildiğimizde hala bir şeyleri algılamaya çalışıyordum.

“Ne olmuş? Ne oluyor ya?” diyerek tekrardan yorganıma sarıldım bunun bir rüya olmasını umarak. Gerçekten bu sabah neden bu kadar yorucuydu? Sırtım da hissettiğim Mira’yı itmeye çalışsam da o beni uyandırmak için büyük bir savaş veriyor gibiydi ancak ben zaten uyanıktım!? Sadece tekrar uyumak istiyordum. Beni salsınlardı cidden.

“Mira kalksana kızın üstünden.” diyen ses ile Mira’nın üzerimden alınması saniyeler aldı. “Güzelim? Yaşıyor musun?” diyerek bana bakıp gülen Miraç’a yastığımı attığımda gülerek tuttu. Bu sırada “Ben Tuğra’yı uyandıracağım.” diyerek odadan çıkan Mira’ya göz devirdim. Belimden tutan bir çift kol beni havaya kaldırdığında çığlık atarak Miraç’a tutundum.

“Ne yapıyorsun Miraç ya!” diye adeta çığırdığımda gülerek yanağımı öptü. “Sana da günaydın bebeğim.” dediğinde çığırmayı keserek uslu bir çocuk gibi durdum. Cidden bu sabah fazlasıyla değişik miydi yoksa bana mı öyle geliyordu?

“Günaydın” diye fısıldadığımda beni banyonun önüne bıraktı ve anlımı öptü.
“Hadi git hazırlan, kahvaltı yaptıktan sonra kardan adam yapalım senle.” dediğinde sanki Mira’dan kar yağdığını duymamışım gibi şaşkın gözlerle ona baktım.  Hoş Mira’nın bağırışından ne dediğini anlayamamıştım zaten. “Olafı mı yapacağız?” diye saf bir merakla sorduğumda kahkaha atarak tekrardan öptü yanağımı. “Çok tatlısın ve evet, olafı yapacağız” dediğinde onun gibi güldüm.

CAN SIKINTISI /texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin