3.7

4.3K 403 112
                                    

Selamlarrr ben geldimmm nasılsınız birtanelerim?

Son dakikaya bölümü hangi kafayla bıraktım bilmiyorum. Bu yüzden geç kaldım kusura bakmayın lütfen.

İyi okumalar...

Seren Yalçın...

Zaman gerçekten de her şeye şifa mıydı yoksa sadece avutulmak için söylenen basit bir söz müydü bu?

Emin değildim yani artık bu tür konularda kesin bir yargıya varamıyordum. Hoş varabileceğim bir bilincim olduğunu da sanmıyordum. Eve gelmemiz arasından 3 gün Asiye teyzem...annem öleli ise 2 hafta olmuştu.

Peki ben bir şeyleri atlatabilmiş miydim? Galiba yapabilmiştim. Ya da sadece zaman acımı içine gömmüştü. Kim bilirdi?

Yine de canım artık acımıyor diyemezdim. Acıyordu sadece katlanmayı öğreniyordum. Ve bunu öğrenmek hayatımdaki en zor şeylerden biriydi.

Okulumuz tatilden neredeyse bir hafta önce bizi rahat bıraktığı için neredeyse 1 ay süren tatil bitmişti ve her şeye rağmen bu tatil bana çok şey katmıştı.

Tabi tatilin bitmesi ile kötü şeylerde olmuştu. Daha doğrusu buraya dönmemle yani kaldığım bu eve dönmemle. Eskiden olduğu gibi buraya evim diyememek artık beni yıpratmıyordu ancak kabuk bağlayan yaranın izi geçmezdi işte.

Terk edilişlerle dolu olan, göz yaşlarımla adeta yıkanan bu eve daha iyi olduğum bir şekilde girmek açıkçası biraz farklıydı yine de pes etmek yoktu. Yani en azından şimdilik.

Bu eve gelmemle alkol isteğim artık susuzluk isteği gibi olan o histen fazlası olmuştu. Ve ben...direnmekte oldukça zorlanıyordum. Hele ki evde bir dolap dolusu içki varken. Onları ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Galiba Miraç’a verebilirdim. Aslında atmak daha doğru olurdu ancak hepsi kaliteli içkilerdi atmak içimden gelmiyordu.

Onların yanındayken oldukça su tüketerek o susuzluk hissinden kurtulmaya çalışsam da kalabalık ortamda içemeyeceğimi bilmek bu işi benim için oldukça kolaylaştırıyordu. Şimdi ise evdeydim. Evdeydim ve tektim. Önümde ise hiçbir engel yoktu.

Dün gece asla uyuyamamıştım bu yüzden bunlardan en yakın zamanda kurtulmam gerekiyordu. En yakın zamanda...hatta acilen.

Ancak bu konuyu Miraç’la nasıl konuşacağımı dahi bilmiyordum evet büyük ihtimalle bağımlı olduğumu anlamıştı ancak ona bunu direkt olarak söylememiştim ve nasıl demem gerektiğini de bilmiyordum.

Bilinmezlikle dolu bir yerde kilitli kalmışım gibi hissediyordum. Ve bu sadece üşümemi sağlıyordu, elimde değildi. Ortada bir bilinmez olduğunda içten içe üşüyordum. Nasıl oluyordu onu da tam olarak anlamamıştım ama bu çok ilgilendiğim bir şey de değildi.

Derin bir nefes alarak duştan çıktım ve hızla duş sonrası bakımı hallettim. Bir ara kuaföre gitmeliydim. Kesinlikle bu bana iyi gelecekti.

İşlerimi hızla hallederek hazırlandım. Siyah paraşüt pantolon ile bedenimi saran beyaz, uzun kollu bir crop giydikten sonra içi boş olan çantamı alarak mutfağa yöneldim. Hala mamasını yiyen Kar’a gülümseyerek birazda onu sevdim. Ancak o, Mira gibi önceliği olarak yemeği seçti.

Başını öptükten “Görüşürüz bebeğim.” diyerek sandviçimi alıp gitmek için buzdolabına yöneldim ancak Göksel’in bunları yemek olarak saymadığı aklıma gelince istemsizce durdum. Kahvaltı ne demek bilmeyen biriydim ve uzun bir süre boyunca sandviç dışında doğru düzgün bir şey yememiştim. Belki de toptan değişmeliydim. Hatalarla dolu biriydim ve...

CAN SIKINTISI /texting Där berättelser lever. Upptäck nu