4.8

2K 218 32
                                    

Selamlarrr ben geldimmm nasılsınız birtanelerim?

Bölümü biraz zorlanarak yazdım çünkü internette bir sorun oldu ve 2 saat önce anca çözüldü. Bende 2 saate yazabildiğim şekilde bölümü atıyorum.

İyi okumalar....

Mira Algın

Bazen korkularımızın üzerine gitmek bizi daha mutlu bir hayat için açılan o kapıya götürebilirdi. Ya da aslında kaçtığımız şeyin o kadarda korkunç olmadığını da bize gösterebilirdi. Yıllardır tanıdığım biri vardı hayatımda, aşık olduğum biri vardı hayatımda, ona karşı duyduğum hislerden kaçtığım biri... yine de ona karşı hissettiklerimin ağına düştüğüm biriydi.

Tuğra Yüksel... korktuğum şeyler arasında hep listenin en başındaydı ancak bu korku normal bir korkuda değildi. Bu daha çok kendimden korkmamdı aslında. Çünkü ben bir dediği diğerini tutmayan bir kızdım. Babası ve abisi hatta tanıdığı herkes tarafından el üstünde tutunmuştum ve bu beni bazen sorumsuz, düşüncesiz birine de dönüştürebiliyordu. Sonuçta hata yapmaktan korkmuyordum ve hata yapsam da bana doğrusunu öğretecek kişilerin olduğunu biliyordum.

Ancak Tuğra bir gün hayatıma başka bir sıfatla girerse yine hata yapmaktan korkuyordum. Evet, o beni biliyordu ancak insan duygularını kabullendiğinde mantığını susturmaz mıydı? Ben aslında onun gitmesinden çok onun gitmesine sebep olmaktan çok korkuyordum ve bu korku içten içe beni çok yoruyordu.

Şimdi havuzun kenarında oturmuş onu izlerken kabullendiğim her duygunun beni daha da gerdiğinin farkındaydım ancak artık çok geçti değil mi? Hem geç olmasa dahi sonuçta bir gün bu hisleri kabul edip aynı şeyleri yaşayacaktım. Belki de bu yüzden erkenden kabullenmek benim yararıma olmuştu.

Aniden itilmem ile kendimi suda bulmam bir olmuştu. Daha ne olduğunu anlayamazken nefesimi tutmuş su üstüne çıkmaya çalıştım. O sırada beni tutan bir kol ile kafamı sudan çıkarabildiğimde nefes alabilmek için birkaç kez öksürmek zorunda kalmıştım.

"Mira! İyi misin?" diyen sesi tanıyarak ona baktığımda korkuyla bana baktığını fark ettim. Tuğra'yı başımla onayladığımda beni belimden tutarak kendine çekti. O kadar düşüncelerime dalmıştım suya düştüğümü fark etmem bile birkaç saniye sürmüştü ve bu yüzden su da yutmuştum. Hem havuzda fazlasıyla derindi.

"Göksel!" diye bağırmasıyla bıkkın bir nefes verdim. Cidden birinin bunu adam etmesi gerekiyordu. "Ne be!? Hanım efendi hasassa ben ne yapayım yani?" Diye sitem ettiğinde gidip onu dövmek istesem de onun yerine Tuğra'yı tutmakla meşgul oldum. "Tuğra." dediğimde bana döndü hızla. "Ölmedim sakin ol. Sadece beklemiyordum tamam mı?" diyerek onu sakinleştirmeye çalıştığımda bakışları yüzümü taradıktan sonra oflayarak sustu. Haksız da değildim hatta emindim ki bu kadar dalgın olmasaydım hızla su üstüne çıkar onu da suya çekerdim.

"Sen neden bu kadar dalgınsın?" diyerek bana odaklandığında omuz silktim bilmiyorum der gibi ancak biliyordum elbette. O günün ardından düşüncelerimle fazlasıyla boğuşmuştum ve bunu uzun zamandır kaçtığım için bir anda üzerime yığıldılar olarak algılıyordum. Sonuçta üstü kapalı bir şekilde de olsa duygularımızı itiraf etmiştik ve ben bundan sonra ne yapacağımızı düşünüyordum, Tuğra'nın aksine. Çünkü o fazlasıyla rahattı. Gereksiz bir şekilde rahattı! Ve ben neden öyle değildim bilmiyordum.

"Küçük? Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun acaba?" diyerek çenemden tutarak başımı kaldırdı ve bakışlarımızı birleştirdi. Koyu kahveleri bende bir cevap ararken ben dudak büzmek dışında bir şey yapamadım. "Sorun ne?" anlayışlı ses tonu her zamanki gibi beni etkisi altına alırken ona tekrardan söyleyebilecek cesarette bulunamadım.

CAN SIKINTISI /texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin