4.9

1.9K 224 36
                                    

Selamlarrr ben geldimmm nasılsınız birtanelerim?

İyi okumalar...

Seren Yalçın

Hayat benim için hep bir bilmece olmuştu çünkü önümü gören biri asla olamamıştım. Evet, bazen öylesine de olsa hayal kurardım ancak benim için gerçek bir mutlu sonun yazılmamasının imkansız olduğunu düşünürdüm. Ergen aklıydı belki de bilmiyordum ama sonuç olarak öyleydi.

Birkaç ay öncesine kadar benim için mutlu olabilme ihtimalim neredeyse sıfırdı şimdi ise...hayat beklediğimden de güzeldi. Dünya daha renkli, kalbim daha hareketliydi. Ve en önemlisi huzurluydum.
Yıllarca kendime çaresizce hatırlattığım bir gerçek vardı; terk edilmeye mahkum olduğumdu ,bu. Şimdi ise kendime sadece mutluluk olduğunu hatırlatıyordum bilmiyordum belki de unutmak istemiyor bu anları zihnimin bir köşesine yok olmayacak bir şekilde kaydetmek istiyordum.

Kendimi çoğu zaman anlamıyordum ki artık anlamaya çalışmayı da bırakmıştım. Yine de kolları arasında uyandığım adamın yüzünü izlerken kendimi ister istemez sorguluyordum çünkü aşk benim için çok uçuk bir istek veya gelecekti, her ne olursa olsun hayatımda yeri yoktu, olamazdı. Şimdi ise ruhumun en derinliklerinde dahi hissettiğim, bu tanımlanamayan duygunun aşk olduğunu biliyordum.

Bir can sıkıntısıyla başlayan hikayemin böyle olması asla beklediğim bir şey değildi ancak ne beklemiştim onu da bilmiyordum çünkü yapmıştım işte...düşünmeden yapmıştım.

Boynunda duran elim yanağına doğru yol alırken parmak uçlarım hafif dokunuşlarla tenine izini bırakıyor, onu tanıyordu adeta. Gür kahve kirpikleri, anlına dağılan dalgalı saçları, hafif büzülmüş dudakları ile bana oldukça güzel ve keyifli bir görsel sunuyordu.

Elimi yanağına bırakıp dudaklarına uzandım ve küçük bir öpücük bıraktım. Ardından "Miraç" diye fısıldadım uyanması için. Çünkü bende yaklaşık on dakika önce Mira tarafından uyandırılmıştım. Kahvaltıya inmemiz gerekiyordu artık.

"Miraç...uyanmalısın sevgilim." diyerek tekrardan alt dudağına dudaklarıma bastırdığımda aslında uyandığını biliyordum. Yüzünü ve mimiklerini istemsizce de olsa o kadar inceliyordum ki uyandığı anda bunu anlayabilmiştim yine de içimden bu oyunu bozmak gelmiyordu.

Anlamsızca bir şeyler mırıldanarak beni olabildiğince sardığında yüzünü boynuma gömmüş gömmeden öncede oraya küçük bir öpücük bırakmıştı. Ellerim ensesini bulurken zarif hareketlerle ensesindeki saçlarla oynadım ve pes etmesini bekledim. O ise bunu sevmişçesine burnunu boynuma bastırıp kokumu içine çekmiş ardına tekrardan öperek yüzünü yaslamıştı. Kesinlikle uyurken bile temas bağımlısıydı.

"Miraç."

"hmm?"

"Uyan hadi."

"ı-ıh"

"Bebeğim, bizi bekliyorlar hadi."

"Beklesinler, benim uykum var. Hatta senin de var."

"Yok benim uykum Miraç, uyan hadi."


Sitemimle onu itmeye çalışsam da birkaç küfür mırıldanmış ardından beni yorganın içine çekerek başımı omuzuna yaslamamı sağlamıştı. "Gelir uykun birazdan, uyuyalım hadi." diyerek yine beni sıkı sıkı sardığında oflayarak durumu kabullendim ve ona olabilidiğince sırnaştım. Dudaklarını saçlarımın üstünde hissederken üstüme gereksiz bir şekilde uyuma isteği düşmüştü.

Gerçekten Göksel'e duyurulurdu, asıl büyücü buradaydı. Nasıl bu kadar çabuk beni etkisi altına almasının nedeni buydu kesinlikle. Yoksa ben kesinlikle düşmezdim böyle şeylere(!?)

CAN SIKINTISI /texting Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα