3.4

5.8K 552 190
                                    

Selamlarrr ben geldimmm nasılsınız birtanelerim?

Bölüm içime sinsede düzenleyemedim umarım yazım hatası çok yoktur.

İyi okumalar...

Miraç M. Algın...

Hayatım boyunca kavuşmayı amaçladığım, huzurum olan bir şeydi o. Anlatamadığım ama ait olduğumu bildiğim, hissettiğim kişiydi o. Duygularımı tercüme edemediğim tek kişiydi. Çünkü o bir duygudan, bir histen ya da her hangi bir şeyden fazlasıydı benim için.

O benim her şeyimdi, o benim kalbimdi.
O benim benliğimdi.

Kolumu omuzuna atmışken yüzünden düşürmediği gülümsemesi ile yaptığımız kardan adama bakarken gözlerine yansıyan küçük çocuk içimi ısıtıyordu. Kısıl saçları arasında gizlenen beyaz teni ile kızarmış burunu ve parıldamayı bırakmayan yeşil gözleri beni kendine hayran bırakırken başka bir şeye bakamıyor, gözlerimi ayıramıyordum.

Bakışlarımı hissetmiş gibi bana döndüğünde başımı omzuma yatırarak “Güzelim” diye fısıldadım anın büyüsünden kopamamışım gibi. O da beni taklit ederek başını omuzuna yatırdığında “Miraçcım” diye fısıldayarak cevap verdi bana. “Üşümedin mi sen?” kıpkırmızı olan burunu gözüme çarparken sorduğum soru ile kıkırdadı. “Üşüdüm.”

“Gel bakalım o zaman buraya.” diyerek sarıldım ona. Az önce daraldığım için  açtığım montumun içine kollarını koyarak bana sarıldığında montumun içinde kaybolmuştu. Çenesini göğsüme yaslayarak bakana baktığında “Neye bakıyorsun sen?” demekten kendimi alamadım.

“Hiç” dedi ‘i’ harfini uzatırken. Bende bir şey demeyerek sessizliğe gömüldüğümde birbirimize yaslanmaya devam ettik. Güneş batmak üzereydi ve biz hala dışarıdaydık. Bu hoşuma gitmiyordu çünkü aramızda ki iki kızda oldukça hassastı.

“Artık içeri girelim.” diye seslendim diğerlerin doğru. Ancak beni duyduklarından emin değildim çünkü
Göksel fotoğraf çekilirken Mira Tuğra ile kar topu savaşı yapmaya devam ediyordu. Kendimi bu sefer daha yüksek sesle tekrarlandığımda bana dönmüşlerdi. Ve hayır kardeşimi kıskanmıyordum.

Sadece...kıskanmıyordum işte!

Kollarım arasındaki kısıl saçlı kıza döndüğümde onunda bana baktığını görmüştüm. Büzmüş olduğu dudaklarına küçük bir öpücük bıraktıktan sonra saçlarını karıştırdım. “Ya Miraç!” çığırışını duymazdan gelerek onu eve sürüklediğimde bana uydu.

Ardından hepimiz üstümüzü değiştirmiş bir şekilde tekrardan salonda toparlanmıştık ancak “Mozaik pasta yapacağız” diyen iki kızla bir anda kendimizi mutfakta bulmuştuk. “Nasıl yapacağız onu acaba?” dediğimde Mira ego dolu ifadesini takınarak “Canım abicim biliyorsun ki benim olduğum yerde bir tatlıyı yapmamak mümkün olmaz. Tabi ki buraya gelirken birkaç tatlı malzemesi de yanımda getirdim.”

“Yuh ama yani!” diyen Göksel’e hak verirken Tuğra’nın gülümseyerek Mira’ya baktığını gördüm. Tabi ki de kardeşimin yanından ayrılmayan şahıs olarak bundan haberi vardı. “İyi ki  getirmişsin bebeğim.” diyerek Mira’ya sarılan Seren’e şaşkınlık içinde baktığımda beni görmüştü. Bana ne oldu dercesine baktığında “Bebeğim? Pardonda ben varken kardeşim mi yani?” diyerek sitem etmiştim.

Sitemim ile kahkaha atmış ve yanıma gelmişti. Yanağıma küçük bir öpücük bırakırken “Kıskanma Miraçcım sana da derim.” demişti. “Kıskanmıyorum hanımefendi” diye mırıldandım sitemli ses tonumdan vazgeçmezken. “Hıhı.” diye mırıldandı benim gibi ifademe karşılık olarak.

CAN SIKINTISI /texting Where stories live. Discover now