Bölüm 40 - Fight / Savaş

3.7K 231 452
                                    

(DÜZENLENMEDİ)

.

Hermione kazağından çıkan bir iple oynuyordu; işaret parmağını kesen kalıcı bir delik oluşana kadar ipi sıkıca çekti, sonra da kaşlarını çatıp bakışlarını tekrar Harry'ye doğrulttu.

"Evet, ne gördüğünü bir kez daha anlat, Harry. Yavaşça."

"Anlattım ya!" dedi, bariz bir öfkeyle. "Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen, bizim Gringotts'tan kaçmamıza izin verdikleri için cincüceleri öldürdü, hepsini! Griphook da dahil! Ve artık Helga'nın Kupası'nın bizde olduğunu biliyor. Şu an gergin ve paniklemiş durumda, çünkü Hortkuluk'ları bildiğimizden şüpheleniyor."

"Eh, bu iyi değil," diye mırıldandı Ron.

"Hayır, ama düşüncelerini duyabiliyordum, ve Hogwarts'ta bir Hortkuluk sakladığını biliyorum. Onu duydum. Ve oraya gidecek,o yüzden o Hortkuluk'un yerini değiştirmeye fırsat bulamadan bizim oraya ulaşmamız gerekiyor."

"Ama, Harry, ne aradığımızı bile bilmiyoruz," dedi Hermione, "ya da nereden aramaya başlayacağımızı da. Hogwarts büyük bir yer, ve muhtemelen varlığından haberdar olmadığımız binlerce saklama alanı vardır."

"Ama haritamız var."

"Ama harita her şeyi göstermiyor, İhtiyaç Odası gibi-

"Ama çoğu şeyi gösteriyor. Ve Hortkuluk'un bir şekilde Rowena Ravenclaw'la ilgili olduğunu biliyoruz. Dumbledore geçen sene Hortkuluk'ların bir şekilde Kurucu'larla bağlantılı olduğuna inandığını söylemişti, o yüzden bu da Ravenclaw'la alakalı bir şey olmalı-

"Ama hiç-

"Ve Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen, Nagini'nin bir Hortkuluk olduğunu açığa çıkarmıştı, ve Hogwarts'a onunla gidiyorsa, bu aynı yerde iki Hortkuluk olacak demektir."

"Bir taş, iki kuş," dedi Ron. "Ama kılıç olmadan onları nasıl yok edeceğiz?"

"Daha bilmiyorum, ama en azından onları alırsak, bunu daha sonra da bulabiliriz-

"Harry, bekle," diye iç çekti Hermione. "Hogwarts'a girmenin ne kadar zor olacağının farkında mısın? Belki Görünmezlik Pelerini'yle Hogsmeade'e girebiliriz, ama Hogwarts'a giriş neredeyse imkansız. Her yerde Ölüm Yiyen ve Ruh Emiciler var-

"Bir şeyler buluruz; durumun ne kadar kötü olduğuna Hogsmeade'e gidince bakarız," diye susturdu onu.  "Yüzük ve kolyenin gittiğini anladığı an, Hogwarts'a yönelecektir. Tereddüt için vaktimiz yok, Hermione."

Hermione'nin kaşları, Harry çantayı elinden çekip pelerini alınca daha fazla çatıldı. Haklı olduğunu biliyordu, avareliğin sınırında takılı kalmaya vakitleri yoktu, ama her şeyin bu denli aceleye gelmesi onu huzursu ediyordu. En iyi durumlarda bile kendini anın akışına bırakabildiği söylenemezdi, yine de Harry'nin hevesinin karar verme ve sağduyulu kalabilme yeteneğini bulandırdığı konusunda şüpheleri vardı.

"Bu bana doğru gelmiyor," diye fısıldadı Ron'a. "Yeterince iyi hazırlanmadık."

"Evet ama siktir et," diye yanıtladı. "Dünyadaki hiçbir planlamanın bizi buna hazırlayabileceğini sanmıyorum. Seninkilerin bile."

"Belki de haklısın, ama sanki...o beklediğimiz an buymuş gibi hissediyorum. Sanki-

"Çocuklar, hadi!" diye seslendi Harry, altına girmeleri için pelerini kaldırırken. "Gitmemiz gerekiyor!"

Ron masumca omzunu silkerek yanından uzaklaşıp, pelerinin altındaki Harry'ye katılınca dilinin ucundaki kelimeler sönüverdi. Karşı çıkma veya hazırlanmak için kendilerine biraz süre tanımak için ısrar etme dürtüsünü bastırdıktan sonra, geri giden ayaklarla, topuklarını çamurda sürüyerek iki arkadaşının yanına katıldı. Harry tereddütünü fark ettiyse de bir şey söylemedi, ama Cisimlenmek için el ele tutuştuklarında kızın elini nazikçe, güven verircesine sıktı.

isolation • dramione (türkçe çeviri)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα