Bölüm Üç - Şeker Mi Şaka Mı?

492K 27.2K 39.5K
                                    




Keyifli okumalar!

Bölüm Üç - Şeker Mi Şaka Mı?

Çıldıracaktım.

Evet, evet.

Delirecektim.

Aklımda çeşitli düşünceler, çeşitli senaryolar dönüp duruyordu.

Siyah bakışlar beni nasıl bu kadar etkilemiş, beynime nasıl bir hakimiyet kurmuştu bilmiyordum ama bu eve geldiğimden beri -ki bu, yaklaşık sekiz saate tekabül ediyor- onu düşünüyordum. Onu ve dolgun, belirgin kıvrımlara sahip dudaklarıyla bana karşı sarf ettiği kelimeleri...

"Yaptıklarımın karşılığını böyle almam."

"...Böyle bitmedi."

Ve sonra, "Böyle bitmedi..." cirit atıyordu çeşitli ses tonlarıyla zihnimin derin kuyularında. "Böyle bitmedi. Böyle bitmedi! Böyle bitmedi?"

Üstüne üstlük, bu kapkara bakışlara sahip genç adam, o kasvetli eve girmişti. İşte bu gerçek, hemen ardından Mehsa'yla, hâlâ bir aptal olduğunu düşündüğüm abisinin arasında geçen diyaloğu gözümde canlandırıyordu. "O, buradan değil."

"Değilse ne olmuş? Onu dışarı mı atacağız?"

"Elbette öyle yapacağız, korkağım ben. Yan tarafımızda Alaz oturuyor unuttun mu? Bizi gebertir, genç yaşımda infaz edilmek istemiyorum."

Yan tarafımızda Alaz oturuyor...

Alaz diye bahsettikleri, beni buraya kadar getiren, gecenin bile kıskanmasına vesile olacak derecede siyah gözlere sahip kişi olamazdı değil mi?

Olmamalıydı. Sadece yirmi dört saatte, başıma o kadar bela almış olamazdım.

Ah... Evet, çıldıracaktım.

Bilmediğim bir şehirde, bilmediğim bir evde, bilmediğim insanlarla kalıyordum. Ailemden en ufak bir haber alamadığım gibi ne etrafta bir tanıdığım, ne de gidecek bildik bir yerim vardı.

Ve işin en kötüsü, buradan çıkışım olmayacakmış gibi görünmesiydi.

Delirmek hakkımdı!

Evin kapısından gelen tıkırtıyı duymamla düşüncelerim taze bilenmiş bir bıçakla delindi ve yerini kapının ardında neler olduğunu düşünmeme bıraktı. Kapı açılmadan hemen önce gözlerim anlamını bilmediğim korkuyla açılırken kalbimin ağzımda attığını hissettim.

Ancak aralandığında gördüğüm iki beden kesinlikle rahatlamamı sağladı.

"Uyandırdık mı?" diyen Mehsa, masmavi gözleriyle samimi bir şekilde bana baktığında, ''hayır,'' der gibi başımı salladım. Fakat kalbim, hâlâ korkulu atışlarını dindirebilmiş değildi.

"Gittiğinizden beri pek uyuduğumu söyleyemem." Çünkü gittiğinizden beri uyumaktan daha aksiyonlu işler yaptım, tek başıma yürek yemiş gibi bu şehri gezmek, ardından balta girmemiş gibi duran bir ormana girmek ve en nihayetinde oldukça yakışıklı, yakışıklı olduğu kadar ürkütücü olan biriyle eve dönmek gibi. Dipnot: O kişinin, sabah bahsettiğiniz Alaz olması ihtimali yüzde bin beş yüz falan...

"Seni burada tek bırakmamalıydık ama çalışmamız gerekiyor." Ardından yine samimi bir şekilde gülümseyip inci gibi dişlerini gözler önüne serdi. Bu kızda, soğuk bir insanı rahatsız edebilecek derecede sıcaklık, samimiyet vardı. Niye bu kadar iyiydi ki? "Geldiğin yeri bilmiyorum fakat burada işler böyle yürüyor."

KARANLIĞIN ŞEHRİWhere stories live. Discover now