Merhaba!
Karantina günleri nasıl geçiyor? Umarım herkes evdedir ve sağlığınız yerindedir.
Kısım 2 geldi, yaklaşık 10.000 kelime yine, ben söylediğim gibi arayı çok uzatmadan paylaştım, siz de lütfen ama lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.🖤
Bölüm sonunda Twitter'da #karanlığınşehri tagiyle düşüncelerinizi ve teorilerinizi yazabilirsiniz.🖤
İnstagram: suleavlamaz
Twitter: sulisindunyasi
Okumaya başlamadan önce, lütfen yıldıza basınız.⭐️
+5000 oyu geçmek ve bu sayıdan çok daha fazla güzel yorum okumak dileğiyle.
Satır aralarımız boş kalmasın!🖤
Bölüm Kırk Dört Zihin Kalkanı (Kısım 2)
Bölüm Müzikleri: Aether – Catharsis
JONY, HammAli & Navai - Без тебя я не я (Müzikler Karanlığın Şehri Spotify ve Youtube çalma listelerinde mevcuttur.)
Yazar Anlatımı
İki Gün Önce
Vakit, gecenin insanı karanlığına esir bırakan saatlerindeydi. Genç adam, karanlık odayı aydınlatmak için bir zahmete girmemişti fakat gece lambasını hiçbir zaman söndürmüyordu. Odanın ve bu kasvetli evin en sessiz saatleriydi, uyuması gerekiyordu lakin gözünü kapatamıyordu. Hoş, ağrısı da yoktu. Üstelik Şifacı Agnes artık kendi odasına geçebileceğini, daha rahat edebileceğini söylemişti lakin o pek bundan yana görünmüyordu. Bu kızı bir gece ölüme terk etmişti ve şimdi, uyanana kadar yanından gitmek istemiyordu. Sebebini anlamış değildi fakat göğsünün sol tarafında bir sızı vardı, kız uyanana kadar da o sızı dinmeyecek sanıyordu. Belki de vicdanî bir sorumluluktu. Vicdanının sesini çoğu zaman susturmayı denese de arada sırada böyle kendini belli ediyordu işte ve o zaman geceler onun için daha uzun oluyordu.
YOU ARE READING
KARANLIĞIN ŞEHRİ
FantasyDoğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa... Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa...