Bölüm Yirmi Dört - Kül

339K 21.8K 40.5K
                                    

Herkese merhabalar!

Şu an çok heyecanlıyım çünkü çok uzun ve doyurucu bir bölüm yazdım, instagramdan takip edenler biliyor bu bölüm  için kaç gece sabahladığımı, nelerden taviz verdiğimi... Nihayetinde bitti ve burayız. Veee yorumlarınızı okumak için sabırsızlanıyorum!

Bu arada 9 Şubat Cumartesi Günü Saat  14:00-15:00 arasında Ateşin Oğlu ve Ateşin Oğlu - Kül imzası için Üsküdar Kitap Fuarı'nda olacağım. Evet, sadece Karanlığın Şehri'ni okuyanlar da gelebilir! Hepinizi bekliyorum. <3

İnstagram hesabım: Sulisindunyasi (Katılmak isterseniz hesabımda şu an Ateşin Oğlu çekilişi var ve genelde Karanlığın Şehri için yeni bölüm öncesi sürekli kesit paylaşıyorum orada, takip edebilirsiniz.)

Eveeet artık bölümü okuyabilirsiniz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Eveeet artık bölümü okuyabilirsiniz. Hadi boll keyifli, bolll yorumlu okumalar.

Yeni bölüm için oy hedefi: +2000

Yorum hedefi: +2000


Bölüm Şarkısı: Awaken ft. Valerie Broussard

-

''Hissetmezsen sevgilinin acısını,

beden boşuna taşımasın, kalbin ağırlığını.

Sevgili Efsan,

Başına gelenleri duydum,

en kısa zamanda seni görmek,

iyiliğinden emin olmak isterim.

Alkandros Sarayı, Kral Karan Alkan''

Gözlerim kağıdın, daha doğrusu üzerinde yazan notun üzerinde birkaç kez gezindi. Aynı cümleleri birkaç kez üst üste okudum. Karan, çok değil daha bu sabah başıma gelen kaslan saldırısını öğrenmişti, nasıl ya da kimden öğrendiğini bilmiyordum ama öğrenmişti işte. Ve beni görmek istediğini söylüyordu.

Nota iyice baktım. Bu benim Alkandros'a giriş biletim olabilirdi, bu benim kitabı buluş biletim, hatta ve hatta bu, benim evime dönüş biletim olabilirdi...

Bölüm Yirmi Dört - Kül

Elimdeki nota, notun yazılış gayesini anlamak amacıyla bir müddet daha baktım. İçimde bir yerlerde bir kıpırdanma hissediyordum, hayır bu kıpırdanma Karan'ın bana yazdığı şiirden etkilendiğim için falan değildi. Tamamen, tüm saflığıyla kitabı bulmaya yaklaşmış olmanın heyecanıydı.

Yerde oturmuş dikkatle nota bakıyorken, içinde bulunduğum odanın kapısının açılma sesiyle irkildim ve hemen başımı omuzumun üzerinden arka tarafa çevirdim. Gelen Alaz'dı. Elinde -muhtemelen içinde yemeklerin olduğu- bir paket vardı, kapıyı kapatmıştı fakat bana doğru ilerlemek yerine, öylece yere oturup ne yaptığımı çözmek istermiş gibi bana bakıyordu. Biraz sonra konuşarak, düşüncemi doğruladı. ''Orada ne yapıyorsun?''

KARANLIĞIN ŞEHRİWhere stories live. Discover now