ⅩⅢ. Bölüm: Ailenin Bir Araya Gelişi

2.1K 245 91
                                    


"Bu ne demek oluyor?"

Kendimi tutamayarak bağırdığımda Jungkook bir kez daha kolumu sıkmıştı. "Sessiz olmaya ne dersin?" dedi, Taehyung Yoongi'ye doğru yürümeye başladığında. İkisinin bir kez daha kavga etmesini izlemek istemiyordum. Son kavgaları Yoongi'nin ölümü ile son bulmuştu çünkü.

"Beni kandırdığını düşünmen gururunu okşamış olmalı." Taehyung asasının gerçek görünümünü almasını sağlarken yan bir bakışla yanımızda, şaşkınlıkla Yoongi'ye bakan kadına baktı. "Sevgili kardeşim, evini dağıttığı için onun adına üzgünüm."

"Kardeşim mi?"

Jungkook'la aynı anda bağırdığımızda Jungkook yeni fark ediyormuş gibi kadına dikmişti gözlerini. Pekala, kadının, adını hala bilemesem de, Horus'un oğluyla kardeş olduğunu öğrenmiştim artık. Horus'un bir çocuğu olduğunu da neden şimdi öğreniyorduk, muammaydı. Sonuçta Taehyung'un tahtı yıkılma tehlikesiyle karşı karşı kalmıştı ve o zaman da kadını görmemiştim. Neden şimdi ortaya çıkmıştı?

''Siz ikiniz ne zaman bir araya gelseniz kavga ediyorsunuz. Ne zaman olgunlaşacaksınız?''

Kadının azarlayıcı ama tatlı ses tonuyla Taehyung sıkıca asasını tuttuğu elini gevşetti. O an aklıma Neftis'in kızları geldi. Yoongi'nin onları önemsediğini ve söylediklerine kulak verdiğini biliyordum. Sanırım Taehyung için de bu kadın benzer bir şey ifade ediyordu.

''Bir dakika,'' Jungkook beni biraz daha geriye çekerek güvende olduğumdan -ya da olacağımdan- emin oldu devam etmeden önce. Bunun rahatsız edici olduğunu söylemeden geçemezdim. Korumaya muhtaç biri değildim neticede. Başımın çaresine bakabilirdim.

''Bu kadın senin kardeşin mi?''

Sanırım buradaki en önemsiz şeylerden biriydi bu. Beni tapınağına getiren melez kadının Taehyung'un, Horus'un oğlunun kardeşi olmasına ben de şaşırmıştım. Ama beni daha da şaşırtan başka bir şey vardı şu anda. Yoongi- Seth'in oğlu olan Yoongi tam karışımda duruyordu. Yani, diğer Yoongi bana insan diyerek seslenmezdi ve bu Yoongi de istisnalar dışında ismimle hitap etmemekte ısrarcı olmuştu. Kısacası, Seth'in oğlu dönmüş gibi görünüyordu. Jungkook buna neden şaşırmamıştı ve o nasıl geri dönmüştü bilmiyordum ama dönmüştü.

Taehyung Jungkook'a gülümsemekle yetindi. Tekrar. Onun da benimle aynı fikirde olduğuna emindim. Kaosun Efendisi geri dönmüştü ve Horus'un oğlu en büyük düşmanıyla kavgaya tutuşmak üzereydi.

''Jimin'le özlem gidermeyi planlıyordum ama görünüşe göre güzel bir karşılama olmayacak.'' dedi Yoongi eliyle Osiris'in asasını gösterdiğinde. Uzun bir zamanın ardından onun sesinden adımı duymak bedenimin sarsılmasını sağladı. Ne insan olan Yoongi ne de başka biri onun gibi telaffuz edemezdi adımı. Emindim. Sadece o beni sarsacak bir tonda seslenebilirdi bana.

''Ama sorun değil.'' diyerek devam etti. ''Babanın ve senin kalbini o şeyle sökmek için sabırsızlanıyorum.'' Taehyung gerginleşirken asasını birkaç kez çevirdi. Beklediğim romantik anlar yok olacak gibiydi.

''Tanrılara saygısızlık ediyorsun. Oradan nasıl-''

Yoongi'nin kahkahası Taehyung'un sözünü kesti. ''O çakal çocuk sadece kendini düşünen biri olmasına rağmen işime yarayacak zaaflara sahipti.''

Çakal çocuk dediği kişi Mino olmalıydı ve Mino'nun tek zaafı Jabari'den başkası olamazdı. Anubis ve Bastet'in arasındaki ilişki yüzünden Jabari'yi öz kardeşi gibi kollamıştı Mino. En azından onları son görüşümde durum böyleydi. Yoongi'nin küçük bir çocuğu kullanması zalimce olurdu. Ama o Seth'in oğluydu. Ve bu tam Yoongi'lik bir şeydi.

Semi-Gods Among Us - YoonminWhere stories live. Discover now