XXXV. Bölüm: Tanrılar Ordusu (Ⅰ. Kısım)

1K 131 35
                                    


''Bana ait bir okulda kimsenin sizi fark etmeyeceğini düşünmeniz bile yanlışken başka bir tanrıyı izlemekten bahsetiyorsunuz.''

Jungkook ve bana okulu gezdirmeye gönüllü olan Tanrı Thoth ne yapmayı planladığımızı öğrendiğinde dakikalarca gülmüş; ardından da olgun bir tavırla konuşmuştu.

''Yoongi'nin bu planı neye dayanarak yaptığını merak ediyorum.''

''Ama o kurnaz biri,'' dedi Jungkook. Thoth'un karşısında hem heyecanlı hem de çekingendi. ''Birçok yere fark edilmeden girebilir.''

Thoth kısık gözlerle Jungkook'a baktıktan sonra gülümsedi, ''Tıpkı bir fare gibi.''

Her ne kadar Yoongi'ye fare demesinden hoşnut olmasam da haklı olduğu için sessizce konuşmalarını dinlemeye devam edecektim.

''Tanrılar geçmişte birçok kez insanlarla ilişki kurdu. Buradaki çocuklar... neredeyse hepsi birer insanla bağa sahip: Tıpkı Yoongi ve Taehyung gibi. Bu arada, onları görmek ister misiniz?''

Sorusuna yanıt vermemizi beklemediği anlamıştım. Nasılsa herkesin bileceği bir şeydi bu. Binanın arka kısmına çıktığımızda bizi ağaçlar ve çiçekler karşılamıştı. Ortasında kalan avlu ise oldukça sadeydi; orada koşan birkaç çocuğu fark etmiştim bu esnada.

''Bunlar... melezler!''

''Öyleler.''

Thoth ellerini arkasına alarak önümüzden yürümeye devam etti. Merakla etrafıma bakıyordum. Yoongi'yi görürsem eğer onu tanıyabilirdim, değil mi? Taehyung gibi kolayca fark edilecek bir görünüşe sahip değildi, kabul ediyordum ama o benim sevdiğim kişiydi.

''Taehyung henüz burada değil.'' dedi Thoth, dikkatle her gördüğü çocuğu inceleyen Jungkook'a dönerek. Jungkook hayal kırıklığı ile hayıflanırken belli belirsiz gülümsemişti. ''Bugünki derslerini tamamlanmadı. Diğer çocukların aksine o ağır eğitimlerden geçmek zorunda. Zamanı geldiğinde Mısır tahtına oturacak kişinin hazır olduğundan emin olmak zorundayız.''

''Zavallı Taehyung.''

Küçük yaşına rağmen belli ki doğru dürüst bir çocukluk geçirememiş olmalıydı. Belki de o yüzden başlarda bu kadar ciddi ve soğuktu.

''Bir dakika,'' Jungkook adımlarını hızlandırarak Thoth'un yanına yaklaştı. ''Henüz kral olmadı ama biz hangi zamandayız?''

''Bunun bir önemi var mı, insan?''

Bu çocuk aptallaşmış mıydı? Hangi zamanda olmamızın ne önemi vardı gerçekten? Thoth söylese bile bir şey anlayacak mıydık?

''Elbette var! Yoongi ve Taehyung hala arkadaş olabilirler. Anlamsız bir düşmanlığa son verebiliriz.''

''Yoongi'nin ne dediğini unuttun mu?'' dediğimde tanrının yüz ifadesinden bihaberdim. Jungkook cümlesini tamamladığında Thoth'un yüzündeki yumuşaklık kaybolmuştu.

''Uyarılmış olmalıydınız.'' dedi elini Jungkook'un omzuna koyarken. O sırada bedenimin gerildiğimi hissediyordum. Seth'nin nasıl hissettiğini kolayca hatırlayabiliyordu bedenim. O kötü tanrı güzel bir anı bırakmıştı. ''Hiçbir şeye dokunmayacaksınız. Zaman akışına müdahale ederseniz Apep'ten daha büyük bir felakete sebep olabilirsiniz.''

Thoth'un gittikçe ciddileşen sesiyle kızdığını anlamamak imkansızdı.

''Anladın, değil mi?'' dedi Jungkook sessiz kaldığında. ''Yaşanacaklara karışamayız. O iki çocuk dost ve düşman olmalı, kaderleri bu.''

Dost ve düşman mı? Taehyung ve Yoongi'nin dost olduğu bir zaman da mı vardı?

''Evet... Evet, anladım.''

Semi-Gods Among Us - YoonminWhere stories live. Discover now