Bölüm 19

221 13 2
                                    

Arka kapıya doğru çekiştirildim ve orda spor arabasının önüne yaslanmış Akını gördüm. Üstünde benim ona giydirdiğim şey Eşofman vardı altında. Hasta hasta gelmişti. Ona doğru yürüdüğümde tam bir şey dicektim ki Akın konuştu.

"Tek kelime bile etme bin şu arabaya konuşucaz" dedi bana sert bir şekilde. Neden sinirliydi ki bu şimdi.

Arabaya binip kemerimi taktım.

"Ne işin var senin burda" dedi bana burnundan soluyordu.

"Öylesine geldim" Başka ne diyebilirdim ki?

"neyine güvenip bu saatte geliyorsun böyle yerlere en sonunda bir şey olucak görüceksin" dedi bana. Klimayı çalıştırdı. Üşüdüğümü görüp.

"Bir şeye güvenmemle alakası yok" diye cevapladım. Çarptırıp duruyordum.

"O baran piçi bir şey dedi mi" dedi bana. Hayır anlamadım ne bu sorgulama hali.

"Bana bunları sorma hakkını nasıl kendinde görebiliyorsun" diye çıkıştım.

"Hasta yatağımdan senin için çıktım kızım ben, ne sanıyordun? Buraya geliceksin ve benim haberim olmayacak mı?"

"Beni tanıyıp seni çağıracaklarını tahmin etmediğimi mi sanıyorsun" kaşlarımı kaldırdım

"Senin yanına gelmem için yaptıysan söylemen yeterliydi" dedi gözünü yoldan ayırıp bana bakarak.

"Saçmalama Akın" diyerek sinirlendim.

"O gerzek baran olmasaydı gelmicektim zaten, ne diye konuşuyorsun İrem onunla?" Diye yeniden bir sinirlendi bana

"O benimle konuştu" diyerek kendimi savundum. "Ayrıca ben arkadaş olduğunuzu sanıyordum" diye devam ettim.

"Arkadaş mı hahaha. Adam oraya olay çıkarmaya gelmiş. Hatta bu seni kaçıranlardan biri olabilir yüksek ihtimalle" dedi.

Şaşırdım. Yani kırk yılın başı haklıydı. Tehlikeli insanlardan uzak durmak gerekiyor. Bu ben yada herhangi biri için de doğru şeyler. Gece gece öyle yerlerde özellikle.

"Tamam haklısın Akın" dedim kısık sesle.

Nefes alıp yola odaklandı. Bana cevap vermedi.
Yol boyunca hapşırıp öksürdü.

"Sen niye hasta hasta geliyorsun Akın. Taksi diye bir şey var" diye söylendim ona.

"Sana ne?" Diye cevap verdi bana yine. Göz devirip ciddi misin? der gibi baktım.

"Sırf senin için gelmedim başka bir işim daha var" dedi sonrasında.

Araba bilmediğim bir yoldaydı. Daha fazla Akınla konuşmak istemediğim için bir şey sormadım.

Araba garip bir yerde durdu. Akının açıklamasını bekledim.

"Arabada bekle" dedi bana ve dışarı çıktı.

Aptal ve canıma susamadığım için dışarı çıkmayıp bugünlük uslu bir kız oldum.

Akın da zaten çok kısa bir süre elinde büyük bir poşetle geldi. Ağır görünüyordu. Akının dalgalı terden ıslanmış saçları gözlerine geliyordu.

Bagaja koyup ellelerini temizledi ve arabanın kilidini açtı. Ne?

"Arabayı üstüme mi kilitledin?" Diye bağırdım ona. Güldü bana.

"Akın iyi misin sen ya. Geri gelmesen havasızlıktan ölebilirdim burda, ne kadar düşüncesiz bir insansın" sinirle söyledim. Asıl sinirlendiğim şey bana güvenmeyip kapıyı kilitlemesiydi aslında.

Buz kraliçesi Where stories live. Discover now