Bölüm 20

238 11 1
                                    

Hikayeme yorum yapmanız beni çok mutlu ediyor. Tepkilerinizi yazmayı unutmayın <3

Yeni yıla gireli bir hafta oluyordu. Okul açılmış dersler eski yoğunluğunda devam ediyordu. Ben komple derslerime odaklanmıştım. Birinci dönem bitiyordu. Güzel notlar almıştım, geçen sene sınıf birincisi olmuştum. Bu sene de hedefim aynıydı. Kendimi fazla kasmıştım tüm yıl boyunca. İnsanın o kadar boş vakti olunca ders çalışmak tek çare kalıyordu.

Okula gitmek için hazırlandım. Hava çok güzeldi bugün.

Ceketimi de alıp dışarı çıktım

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Ceketimi de alıp dışarı çıktım. Okula girdim, içeride sıcak boğuk bir hava vardı. Sırama oturdum.

Teneffüste Azra yanıma gelmişti.
"İrem Nasılsın. Aramız iyi değil mi" diye sordu
"İyi" dedim.
"Ben sana yalan söylemek istememiştim orda gerçekten senin iyiliğin için" diye kendini anlatmaya devam etti.
"Anlıyorum Azra. Bende olsam bende aynısını yapardım" dedim ve kolunu sıvazlayıp yanından kalkıp koridora çıktım.

Uzun koridorda gülüşen, konuşan ve eğlenen insanların yanından geçtim. Akın da arkadaşlarıyla koridordaydı. Hayat güzeldi.

Kenara çekildim birden bire. Alphandı.

"Efendim" dedim kolumu bırakmasını sağlayarak.

"Bizim yemek işi ne oldu" diye sordu bana.

Ona hayır dedim diye hatırlıyordum oysa. Demek ki beni anlamamıştı.

"Üzgünüm, çok yoğunum bu aralar" diye geçiştirip yoluma devam etmeye çalıştım.

"Aaa ama olmaz öyle. Hadi ya. Bir yemek sadece neden bu kadar abarttın ki" diye üsteledi.

O sırada bize bakan Akını gördüm. Yanımıza gelicek gibi oldu ama durdu. Bana bırakmış olmasına sevinmiştim. Beni her erkeğin elinden kurtarmak zorundaymış gibi davranması hoşuma gitmiyordu.

"Alphan gerçekten seni kırmak istemiyorum ama..." sözümü kesti.

"Kırma o zaman" diye gülümsedi.

"Sözümü kesme" diye net bir dille uyardım onu.

"Tamam özür dilerim güzelim, ama senden sadece bir yemek istiyorum" dedi.

"Beni rahat bırakmayacak mısın" diye sordum.

Olumsuz anlamda başını salladı. Çok güzel. İstemeyerek kabul ettim. Bu akşam için sözleştik. Beni almamasını ve yeri mesaj atmasını söyleyip ayrıldık.

Koridordaki yoluma devam ederken birkaç adım sonra Akın yanıma geldi.

"Ne dedi" diye sordu bana. "Yemeğe çağırdı" dedim bende asla açıklama zorunluluğum olmamasına rağmen. Gerçekten ilerleme vardı bende.

Buz kraliçesi Место, где живут истории. Откройте их для себя