Bölüm 2. 💙

596 474 185
                                    

Eve geldiğimizde Ayla bana imalı-imalı bakıyordu. "Aylacım ne oluyor?" Ayla çayından bir yudum içip "Kuzucuğum ağzındakı baklayı çıkarsan mı diyorum? Sonuçta Yiğite nasıl baktığını gördüm." Kızarmış mıydım ben? Canım, acaba hani anlatsan mı hoşuna gittiğini filan? Ne alakası var? Yok öyle bir şey. "Ay ne diyorsun Ayla ya? Ne bakması? Hoşuma gittiği filan yok" dedim. Ayla ufak bir kahkahanın ardından "Ben sana hoşuna gitti demedim ki?" Şimdi gel Ayla açıklama ver. Zaten hep bir şey olduğununda beni yakalardı. Kaçamam ondan. "Off Aylaa.. Hoşuma gitmiyor yani gitmiyor derken tanımıyorum ki zaten. Sadece yakışıklı birisi o kadar" Ayla bir oyunda kazanmış gibi bir surat ifadesi vardı. "Ayrıca ben senin Aslanı beğendiğini biliyorum." Ayla bana göz süzüp ayağa kalktı "ben inkar etmiyorum en azından, sadece Aslan benim gözümde yakışıklı birisi. Bir keresinde saçlarını çok sevdim. Kıvırcık ve altın sarımsı bir rengi var. Rengini daha henüz çözemedim." Ben de masadan kalkıp Ayla'nın yanına geçtim. "Ohohoo, Aylacım başka çözemediğin ne kaldı?" Ayla elini kafasına koyup "hmm, galiba gözleri. Çok değişik böyle sarı değil ama sarı gibi karışık." Açelyacım bence Ayla hazır. Bence de iç ses. Ayrıca sarı değil ama sarı gibi ne ya? Bir insan hiç mi düşüncesini dile getiremez?

Telefonumun bildirim sesiyle elime almıştım. "Ne oldu? Kim o? Yiğit mi?" Aylanın sorularını peş peşe vermeye devam ediyordu. WhatsApp'a girdiğimde bir numaradan mesaj gelmişti. Numarasını kaydetmemiştim sadece nokta atmıştım. Mesaj kutusuna tıkladığımda mesajı okudum. 

+90 551 164 64 62: Açelya, benim Yiğit. Rahatsız etmiyorumdur umarım.

Yok yigidim ne rahatsızlığı? İç ses kapa çeneni Vallahi sinirleniyorum.

Siz: Selam Yiğit. Yok, rahatsız etmiyorsun. 

"Ay Açii doğruyu söyle, Yiğit yazdı değil mi? Farkında değilsin ama 3 saniyelik bir sırıtdın. Ay Aslan ne yapıyor acaba? Hayır yani o niye yazmadı?" Bir dakika ne? Numarasını mı vermişti? Ne güzel işte dörtlü takılırsınız? Tam o anda Aylanın telefonuna bildirim sesi geldi. Telefonu eline aldığında "vay be, istesem başka şey olucakmış." Anlaşılan Aslan yazmıştı. Telefonuna boylandığımda Aslanın "Merhaba tekrardan güzellik. Rahatsız etmiyorumdur umarım" yazdığını gördüm. "İçimden bir ses bu çocuğu süründürmem gerektiğini söylüyor. Sence Açi?" Bilmem der gibi omuzlarımı kaldırdığımda "Öyle süründürmek değilde ağırdan al. Yani şöyle ki yazmasını beklediğini düşünmesin." Ayla parmağıyla doğru diyorsun gibi yaptıktan sonra ciddi suratla yazmaya başladı. "Kızım saçmalama surat ifadeni mı görüyor? Ne bu ciddiyet suratı? Açi, Allah aşkına ciddiyet suratı nedir ya? Her lafıma birşey diyecek misin iç ses?

Telefonumu elime alıp yerime geçtiğimde tekrardan WhatsApp'a girdim. Yiğit'in numarasını kaydettim. Sanki çok hızlı gidiyordu herşey. Profiline tıkladığımda güzel bir fotoğraf karşıladı beni. "Ne yapıyorum ben ya?" Profilinden çıktığımda Yiğitten mesaj geldi. 

Yiğit: konuşalım mı? Vaktın varsa tabii

Siz: olur, konuşalım. Vaktim var


Yiğit: Gülüşün çok güzel.

 Artık bir saat durmadan konuşuyorduk. O sırada Ayla da Aslanla konuşuyordu. "Açi ben eve geçiyorum kuzucuğum. Hava serinlesin dışarı çıkacağım. Mahalleye yani. İstersen sen de gelirsin." Başımı olur anlamında sallayıp ayağa kalktım. Aylanı eve yolcu ettiğimde ben de telefonumu elime alıp odama geçtim. Üzerimi değiştirip telefonumu elime alıp yatağıma oturdum. WhatsApp'a girdiğimde yeni bildirimler vardı. "A.A.Y.A. isimli grupa katıldınız." Grupa tıkladığımda kimlerin olduğuna baktım. Ben, Yiğit, Ayla ve bir numara vardı. Muhtemelen Aslandı. Mesajlar geliyordu.

Hayaller Limanı Where stories live. Discover now