bölüm 10. 💙

399 335 61
                                    


"Tamam, iyiyim ben. Çıktık işte hastanaden" dediğimde arabaya geçmiştim. O kadar bunalmıştım ki hiçkimseyi görmek istemiyordum.  Doktorlar kontrol amaçlı hastanede tutmuşlardı beni. Arabada ben, Yiğit ve Aslan vardı. Aslanla Aylanın arası bozulmuştu. Geçen gün büyük kavga ettiklerini söylemişti Ayla. Hatta WhatsApp grupumuzu bile kapatmıştık. Yiğit bana olayı anlatmıştı. Bence Aslandaydı hata. Çocukluk yapıyordu boşuna. Onun bu özelliğini hiç sevmiyordum açıkcası. Herşeyi bildiğini düşünüyor ama çoğu şeyi bilmiyordu. Galiba kötü bir dönemden geçiyorduk hepimiz.

Arabada Yiğit yanımda oturmuştu. Başımı omzuna koyduğumda saçımın bir tutamını eline aldı. "Sanki kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum" dedim hüzünlenerek. Yiğit elimi tutarak "Neden ki?" dediğinde kafamı bilmiyorum gibi yaptım. "Yaşadıklarımız özellikle de senin yaşadıkların kolay şeyler değildi. Belki de hepsi üst üste yaşandığı için böyle hissediyorsundur" dedi. Sessiz kalmayı terhic ettim. Yiğit Aslana şarkı açmasını söylemişti.

Şarkının melodisi kulağımı doldurmaya başladı. Ne beklediğimden emin değildim ama bu kadar hüzünlü bir şarkı beklemiyordum. Sezen Aksu- Tutuklu çalıyordu.  Gözlerimi kapatıp şarkıyı dinlemeye devam ettim. 

Eve vardığımızda Aslan arabadan inmedi. "Gelmiyor musun? Aylayı görürdün?" Dediğimde konuşmaya bile hâli yokmuş gibi "Hiç o hâlde değilim yenge. Daha sonra gelirim" dedi kısa ve net bir şekilde. Çok sorgulamadan arabadan indik. "Abi gitme, bekle geliyorum" dedi Yiğit  arabanın penceresinden içeri bakarak. Aslan "Tamam" dedikten sonra Yiğit'in koluna girerek apartmana doğru gidiyorduk.  "Sence de çocukluk yapmıyor mu?" Dedim imalı ses tonumla. Başını bilmiyormuş gibi yapıp daha sonra "Bilmiyorum ben artık Açelya ya." söylemişti. Yanımda zorla duruyormuş gibi hissettim o an. Saçmalama Açi. Narkoz sana iyi gelmemiş galiba. Yok iç ses ben hissederim. Var birşeyler.

Kapıyı tıklattığımız gibi Ayla kapıyı açmıştı. Benim depresyon ceketimi giymişti. Birileri üzgün galiba Açi? Galiba iç ses. "Selam Ayla. Arabada kendisi, görmek istersen" dedi Yiğit. Ayla burnundan güldüğünde "Merhaba Yiğit. Yok, teşekkür ederim. Gerek yok. İsteseydi kendisi kalkardı zaten" dedi mutsuz ses tonuyla. Ayla salona geçtiğinde ben de Yiğit'in yanağını öpüp onu yolcu ettim. Salona geçtiğimde koltuğa uzandım hemen. "Anlat kız, ne oluyor?" Dedim merakla Aylanın yüzüne bakarken. 1-2 dakika susup daha sonrasında "Aslanla aramız iyi değil" dedi kısa şekilde. Yanına yaklaştığımda gözlerinin dolduğunu gördüm. "Tamam, geçer. Her ilişkide olur böyle şeyler. Zaten böyle dönemleri atlatmayı başarırsanız o zaman gerçeksinizdir demek. " dedim teselli etmeye çalıştığımda. Başını ayaklarıma koyup, ayaklarını kendisine çekti. Çok yorgun gözüküyordu. Galiba uyumamıştı. Telefonumu elime alıp Yiğite yazdım. Bir elimle de saçıyla oynuyordum.

"Bunların arası hiç iyi değil. Aylaya soruyorum bir gözleri doluyor, bir şey oluyor. Sen bir Aslanın ağzını arasana başka birşey oldu mu diye" yazdım WhatsApp'tan. Telefonumu yanıma bıraktığımda Aylanın uyuduğunu farkettim. Bu kadar kısa sürede uyuduysa gece uyumadığına emin oldum. Dikkatlice kalkıp başının altına yastığı bıraktım. Üzerine bir şeyler örtmek için odasına gittim. Kapıyı açtığımda kafamda bin tane soru işareti varmış gibi hissettim. Tüm gece resim'mi yapmıştı? Masası ve yatağı çektiği resimlerden oluşuyordu sadece. Masasındakı resimlerden birisini elime aldığımda çok güzel manzara çizmişti. Daha dikkatli baktığımda köşede manzarayı izleyen iki insanı gördüm. Muhtemelen kafasında o çizdiğini kendisi ve Aslan olduğunu düşünerek yapmıştı. "Güzel olmuşlar mı?" Dediğinde irkilip, korkup bağırmıştım. "Kızım korku filimlerindeki gibi arkamda ne beliriyorsun? Ödüm patladı." Kağıdı masasına bıraktım.

Hayaller Limanı Where stories live. Discover now