Bölüm 4. 💙

497 424 105
                                    

Annemin odama girip beni uyandırmasıyla güne başlamıştım. Telefonumu elime aldım. Artık sabahları uyanır uyanmaz telefonuma bakmak alışkanlık olmuştu. WhatsApp'a girdiğimde Yiğite "Günaydın" mesajımı attım.  Yiğit dün gece evine gitmişti. Telefonu tam yatağımın üzerine bırakacakken bildirim geldi. Arkadaşım yazmıştı. Duru Yıldırım.

Duru benim en yakın arkadaşımdı. Ben sekizinci sınıfdayken dershanede tanışmıştık. Aslında ilk başda hiç sevmemiştim, o da beni sevmemişti. Daha sonra nasıl olduysa arkadaş olduk ve yıllardır da hiç kavga bile etmedik. Uzun zamandır burada olmadığı için görüşemiyorduk. Başka bir ülkede hukuk okuyordu. O muhteşem kıvırcık saçlarını bile özlemiştim.

Durumm: Canımm, Günaydın. Nasılsın? Uyan kızz size geliyorum. Tabii önce annenle konuştum. Canım teyzem 'Tabii gel kızım' dedi.
Siz: Günaydınn canımmm. Ay sen şaka yapıyorsunnn kızıımm. Yaa çok sevindim. Tamam gel, sabırsızlıkla bekliyorum. Sakın geç kalma.

Telefonumu bırakıp banyoya geçtim. İşlerimi halledip annemin yanına gittim.. "Anne, Duru geliyormuş. Konuşmuşsunuz" dedim. Annem bana çay koyarken "Evet kızım, aradı beni, konuştuk. Geliyormuş" dediğinde mutluluktan yerimde zıplamaya başlamıştım. Annem bana bakıp "dur deli kız, dur" dedi gülerek. "Üz bakımlarımı yapaıyım, gelip kahvaltı edeceğim. Simit almışsın, kesinlikle yapacağım" dedim mutfaktan çıkarken. "Ben almadım, abin aldı" dedi arkamdan. Her gün bakım yapmayı çok seviyorum. Bir gün bile aksatmadan yaparım. Abim hep benimle dalga geçerdi bu yüzden. Yanıma gelip "Bu kadar malzemeye bu kadar para verilir mi? İki tane al yeter işte" diyordu hep. Canım erkekler anlamazlar kızların bu duyğusunu o yüzden boşver gitsin. İç sesime katılıyordum. 

İşlerimi bitirdikten sonra mutfaka geçtim. Masaya geçtiğimde çayımı bir elime simitimi de diğer elime alıp mutfaktan çıktım. Odama geçtiğimde elimdekileri çalışma masama bırakıp, yataktan telefonumu elime alıp Aylaya yazdım. Ayla da Duruyu tanıyordu. Normalde hep üçümüz takılırdık. Ama ben Duruyla daha yakındım. Çayımı içip bir taraftan da Aylaya haber vermiştim.  

15 dakika sonra hazırlanmaya başlamıştım. Aylayla konuşup buluşacağımızı ve geçen gittiğimiz parka gideceğimizi konuşuyorduk. Nereye gideceğimizi de Duruya haber vermiştim. Dolabımı açıp ne giyineceğimi düşündüm. Elime bir pantalon ve üstüne de beyaz tişört aldım. Hava biraz soğuktu. Ben çok fazla üşüyen birisiyimdir. Bu yüzden ceketimi de elime aldım. Aynanın karşısına geçip saçlarımı taradım. Bir şey yapmama gerek yoktu zaten saçlarım fönlenmiş gibi düzdü. Çok tatlı çilekli tokamdan bir tanesini saçıma taktım. Kapı çaldığında Aylanın sesini duydum. Annem kapıyı açtığında onunla görüşüp odama geliyordu.

Ayla annemle konuşmasını bitirip yanıma geldiğinde üzerimi değiştirmiştim. "Oo kuzucum nasılsın?" Öyle bir sarılmıştı ki boğuluyordum. Çok tatlı giyinmişti. Ayla hepimize kısmen çok tatlı giyiniyordu. "İyiyim, sen nasılsın? Sormama gerek yok gerçi suratından belli, mutlusun. Hep böyle ol" dedim ondan ayrılırken. Telefonuna bakıyordu. "Aslanla mı konuşuyorsun?" Diye sordum. Başını evet anlamında salladı. "Buluşacağımızı söylüyordum şimdi."  Ben de telefonumu elime aldığımda Yiğite yazdım. Haber ettiğimde Yiğit hâylâ uyanmamıştı. Aylanın koluna girip salona doğru geçtik. Annemin yanağından öpüb "annecim biz yeni parka gidiyoruz. Duru da oraya geliyor" dedim. Annem her zamanki gibi "Aman kızım, çok dikkatli olun. Bir sorun yaşanırsa ve  şu yeni taşınan komşunun oğluyla karşılaşsanız ona söyleye bilirsiniz. Telefonunu da unutma birşey olursa haber et" dediğinde kapıda ayakkabılarımızı giyiniyorduk. Ayla anneme bakıp "merak etme ya sultanım. Kim ne yapsın senin cadı kızını" dediğinde koluna vurdum. O da gülerek "şaka yapıyorum kızım ya, alınmadın değil mi?" diye sordu heyecanlanarak.  Evden çıktığımızda "yok, alınmıyorum. Yıllardır söylüyorsun zaten" dedim gülerek. Aylada gülerek koluma girdi. Parka doğru gitmeye başladık.

Hayaller Limanı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin