3.Bölüm ( İnatçı Keçi )

16.5K 667 131
                                    

Sonunda centilmenlik edip, Korkmaz bey elini uzatmıştı. Ne yapmalıydım.? hah buldum.

'' Ah bileğim.!'' Doğrulup bileğimi tuttum. Bütün oyunculuk yeteneğimi kullanarak, lakin yalandı turp gibiydim hiç bir şeyim yoktu. Sebebi bana kızmasını engellemek ve şu utanç verici sahneden kurtulmaktı .Derin bir iç çekti Korkmaz Bey.

 Etrafımda hala bana kıkırdamakta olan çalışanlara sert bir bakış atmasıyla, Kıkırdamanın yerini korku almıştı. Ardından eğilip, bir eliyle sırtımı bir eliyle diz altlarımı kavrayıp, kucağına aldı beni. Ufak çaplı bir çığlık attım.

'' Çıtını çıkarırsan yeri boylarsın Asistan.'' sert bakışları beni susturmaya yetmişti. Tüm bakışlar üzerimizdeydi. İlk defa inceleme fırsatım olmuştu onu. Oldukça düzgün bir yüz yapısı, Koyu kahverengi gözler onu oldukça yakışıklı gösteriyordu. Onu izlediğimi farketmiş olmalı  ki,

'' Neden beni dikizliyorsun Asistan.'' Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.

'' Yanağınıza sinek konmuştu.'' Ah yalanın batsın Ayşe.! inandırıcı olsun diye yanağına tokat attım.

'' Uçtu.''

''Asistan.!''

'' Efendim Korkmaz Bey.?''

'' Tuhaf hareketler sergilemeye devam edersen, atarım seni.'' 

'' Dostum çok sinirlsin biraz rahat ol.'' NE.? ne dedim ben.?

'' NE.!'' aynı şeyi bende sordum Korkmaz Bey tekrar etmenize ne gerek var.

'' Kahve kafa yaptı galiba Korkmaz Bey isteyerek olmadı.'' Öfkeli bakışlarını üzerimden ayırarak kendi kendine mırıldandı.

'' Dayan Korkmaz Sen Sabırlı Bir İş Adamısın.'' bu haline gülesim var lakin beni her an atabilirdi zor tuttum kendimi. Sonunda  odasının önüne geldiğimizde, ayağıyla kapıyı açtı. Ben merakla bunu nasıl yaptığını çözmeye çalışırken, kendimi odanın koltuğunda buldum. Korkmaz bey eğilip bileğime dokundu.

'' Acıyor mu.?'' 

'' Ah.!'' diye ciyakladım yalandan...

'' Hastaneye gitmen lazım ciddi bir durum olabilir.''

'' Gerek yok Korkmaz Bey.'' 

'' İnatçı Keçi.'' Beni tekrar kucağına almaya yeltendiğinde, Tepindim. Zorda olsa elinden kurtulduğumda, Oyunu sonlandırıp, Ayağa fırladım. Masayın üzerinde duran Büyük ihtimalle temizlikçinin unuttuğu bezi elime alıp halay çekmeye başladım.

'' Bakın Turp Gibiyim.'' 

'' Numara mı yapıyordun yani.?'' deyip üzerime doğru yürüdüğünde, kaçmaya başladım.

'' Korkmaz Bey vallahi isteyerek olmadı.'' Masasının etrafında ikimiz turlarken, koltuğun arkasına saklandım.

'' Hala konuşuyor küstah.'' 

'' Bir daha olmaz bakın daha ölmek için çok gencim.'' Sakarlıklarımdan birini daha yapıp, koltuğun üzerine düştüm. Korkmaz Bey, Bulunduğum koltuğun kenarlarına elini dayayıp üzerime eğildi. Ardından dudaklarından dökülen kelimeler, hançer misali saplanmıştı yüreğime. Hüzün kırıntıları yüreğimi sararken. İçimdeki fırtınalar tarif edilemez bir acı sunuyordu bedenime.

'' Biliyor musun Asistan, aslında acıyordum sana. Hatta seni bırakan o adama adi herifin tekiymiş diyordum, lakin iyice düşündüm de akıllı adammış kurtulmuş senin gibi bir beladan.'' Gözlerime biriken damlalar kendime olan nefretimi bin kat arttırdı. Kirpiklerimde tutuşan damlalar gözlerimi yakarken. Özgürlüğe kavuşmalarına izin verdim. Yanaklarımdan süzülen acının kırıntıları O adama ait son kırıntılardı. Belki bu sayede onlardan da kurtulmuş olurdum. Kırgınlığımın nedeni, nasırlaşmış bir acının Korkmaz Bey tarafından bilerek yüreğime bastırılmasıydı... 

ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin