18.Bölüm(Sahil)

5.7K 292 101
                                    


Mutli: Ayşe

Tolpanınnn Yb Geldiiii!!!


'' Sevgilim sakin ol...'' dedi sırıtarak. Hüzünle ikisine bakıp geriye doğru bir adım attığımda Korkmaz bey şaşkınlıkla Selvi denen kadına bakıyordu. Ardından bana bakışlarını çevirip yüzümü yoklarken o pislik elinden tutup çekiştirdi odaya geçtiler. İhtimaller kafamın içinde dönerken o kadına ve Korkmaz Beye saldırı girişiminde bulunmuştum lakin gerçekleri duyduğumda değil üzerlerine atılmak ' Hayırlı Olsun' diyecek sakinliğe sahip olmuştum. Kendimden geçmiş bir vaziyette sandalyeye otururken, nefesimi yokladım. Sanırım nefes almak gittikçe zorlaşıyordu. Çok soru sordum kendime, neydi bu içimdeki hüznün sebebi?.. Bilmiyor da sayılmazdım;ancak bilmemek daha iyi bir fikir sayılırdı, sessizliğe gömüldüm. Saatlerce içeride kaldılar önümdeki not defterine saçma sapan çizimler yapıyor arada gelen randevuları not ediyordum. Aklımın içinde bin bir türlü senaryo döndüğünden deliye dönmüştüm. Aniden kapı açıldığında Selvi denen kadın ve Korkmaz Bey odadan çıktı. Bakışlarım istemsizce onları bulurken Selvi Korkmaz Beye sımsıkı sarıldı iç çekip pot kırmadan bakışlarımı onların üzerinden çektim. Korkmaz efendi halinden memnun gibiydi ne diye kendi kendimi yiyip bitiriyordum ki...

  Selvi gidince bir süre durdu ve sonunda benimle konuşmayı akıl edebildi. 

'' Görmeyeli nasılsın iyi misin?''  Başımı zorlukla kaldırıp yüzüne baktığımda içimden bir şey koptu. Bir ağlama hissi, kırılma sesi ve bir de öldürme hevesi...

'' Sanane...'' deyip susabildim. Zorlukla yutkunup ağlamamayı umdum. Gülümseyip başını salladı; oysaki o kadına daha içli içli gülüyordu. Çok dolmuştum bu saçma düşüncelerden kaçmayı denedikçe, yine içerisine düşüyordum.

'' Bende iyiyim teşekkür ederim.'' deyip bir eli cebinde, boşta olan eliyle saçlarımı karıştırdı. Elleri saçlarıma değmişti. Takıldığım bu ergen fikre göz devirdim. Dağınık saçlarım gözlerimin önüne düşerken elimdeki kalemi ona doğru tuttum. 

'' Bunu bir tarafına saplamamı istemiyorsan benden uzak dur.'' Bu defa sesli gülüp benimle uğraşmaktan vazgeçip, odaya geçti. Ellerimle söylene söylene saçlarımı düzelttim. Hiç bozuntuya vermesem de ne kadar bu duruma sinir olduğumu anlamıştı... Tamam birazcık sinir olduğumu belli etmiş olabilirim.

###

Aradan bir hafta geçmiş olsa da sinirim kat kat artıyordu. Çünkü Selvi denen kadın sürekli burnumuzun dibindeydi, Korkmaz Beyin etrafında sürekli dolanıp duruyordu.

  Yine şirkete gelip ayak altında dolaştığı bir gün, meraklı meraklı yanıma gelip beni izlemeye koyuldu. O sırada randevuları inceliyor ve gerekenleri not alıyordum. Zaten sinirlerim beni canlı bombaya dönüştürmüşken, yapılacak şey miydi bu şimdi? Elimdeki not defterini alıp sayfaları karıştırmaya başladı. Şaşkınlıkla yüzüne bakarken o beni pek umursuyor gibi değildi.

'' Ver şunu!'' dedim sesimi kontrol etme gereği duymadan. Gülümseyip dediklerime aldırış etmedi; muhtemelen şalterlerim atsın diye uğraşıyordu. Resmen dalga konusu olmuştum. Ayağa kalkıp zorla elinden alınca, ağzı açık bir şekilde gülerek bana bakmaya başladı. Korkmaz Bey o sırada odasından çıkmışken Selvi  aniden:

'' Korkmaz!'' diye bağırmaya başlayınca bir gerginlik oturdu üzerime, ne yapacağımı şaşırdım.  Selvi hemen Korkmaz Beyin yanına gidip koluna yapıştı. Yemin ediyorum en kaliteli yapıştırıcılar bu kadar iyi yapışmıyor.

'' Asistanın bana pek te iyi davranmıyor.'' deyip dudaklarını büzdü. İç sesim çak ağzına yumruğu iyi muameleyi görsün arizona kertenkelesi  derken ilk defa aynı fikirde olduğumuza gururla tebrik ediyordum, bir yandan da bu fikri uygulamamak için kendimi zor tutuyordum.

ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)Where stories live. Discover now