7.Bölüm (İntikam)

10.3K 558 24
                                    


Pekala sanırım yazma konusunda biraz geç davrandım. Özür dilerim. Ancak şöyle bir durum var ki o attığınız güzel yorumlar sayesinde daha çok yazasım geliyor valla. Benim ilham kaynağım zaten sizsiniz. Bir daha ki bölüm çok gecikmeyecek bayramda eğer fırsat bulursam yazacağım. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen! :) Keyifli okumalar...

Yaptığım hata yüzünden büyük pişmanlık duyuyordum ancak telafisi yoktu malesef. Koridorda Korkmaz Bey'le ilerlerken bana olan öfkesini ses tonuyla çıkartıyordu. Not etmemi istediği şeyleri bir çırpıda söylemesini saymıyorum bile. Çatık kaşları ve sert mizacı bunun uzun süreceğini açıklıyordu. Oflayıp ona ayak uydurmayı denedim. Hızlı adımlarla ilerlediği için ona koşarak ulaşabiliyordum.

'' Korkmaz Bey.'' bir anda dudaklarımdan dökülen iki kelime onu durdurmaya yetmemişti.

'' Akşamki toplantıyı not etmeyi unutma asistan.'' çabalarımın boşa olacağını tahmin ettiğimden oflayıp susmayı tercih ettim. Bir kaç adım sonra Korkmaz Bey'in duraksamasıyla birlikte neredeyse ona çarpıyordum ancak son anda  durabildim. Durmuş sadece karşıyı izliyordu. Merakla bakışlarımı baktığı yere çevirdiğimde, soluğmu kesecek bir manzarayla karşılaştım. 

Orhan... 

Aksine korkmaz bey yerine bakışlarını yüzüme sabitlemişti Orhan. Bir duygu akımının beynime üşüştüğünü hissettim. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Gözlerinin içi gülüyordu. Sanki hiç bir şey yaşanmamış gibi... boş bakışlarımı gözlerinin derinliklerine hapsedip bir pişmanlık bulmayı umdum ancak en ufak bir kırıntı dahi bulamadım. Bulabildiğim tek şey bu adama hala aşık olduğumdu. Bu gereksiz duyguyu kalbimden söküp atamamak beni daha kötü bir duruma düşürüyordu. Korkmaz Bey bakışlarını bana çevirdiğinde, başımı dik tutup toparlanmaya çalıştım. Gözlerine denk geldiğimde bana olan acınası ifade küçük duruma düşmeme neden olmuştu. Korkmaz bey bana acıyordu. Bakışlarını bir dakika olsun benden ayırmayan Orhan adımlarını hızlandırıp Korkmaz Bey'le ilgilenmeye başladı nihayet. 

''Hoş geldiniz.'' Korkmaz Bey nezaketle gülümsedi.

''Hoş bulduk'' bana dönüp elini  uzattığında afalladım. Baygın bakışlarım gözleriyle buluşunca kalbimin bir el tarafından tırmalandığını hissettim. Başımı eğdim bunu yapacak cesaretim yoktu. Korkmaz Bey beklemediğim bir hamlede bulunup bana uzattığı eli sıktı.

'' Asistanımın iznim olmadığı sürece ortaklarımla diyaloğa girme gibi bir izni yok. Şimdi muhattabınız ben olduğuma göre sizi ofisime alabilir miyim?'' Orhanın yüzü kas katı kesilince, Korkmaz Bey'in yaptığı şeye minnet duydum. Bu adamla en ufak bir bağım olmasını istemiyordum. Öfkesini açıkça belirtmekten çekinmedi. Çatık kaşlarına karşılık meydan okur gibi gülümseyerek karşılık vermişti korkmaz bey. Onlar önde ben arkada yürümeye başladım. Arada gözlerimden dökülen damlaları gizlice siliyordum. Orhan da fırsat buldukça beni dikizlemeyi ihmal etmiyordu. Ofise geçtiklerinde ben de masama oturup Korkmaz Beyin beni yanına çağırmaması için dua ettim. Çünkü onu gördükçe acıma direnemiyordum. Beni güçsüz kılan en kötü unsur buydu ben güçlü değildim. Zayıftım. Çalan telefona korkuyla bakıp açıp açmamak konusunda tereddüt ettim. Kalbim korkuyla tekliyordu. Nefesimi tutup telefonu kulağıma götürdüm.

'' Asistan odama gel.'' cevap vermeden öfkeyle telefonu eski yerine koydum. Ona hazmedemediğimi bile bile beni odasına çağırıyordu. Öfkeyle kalkıp odanın kapısına geldim ve tırsarak tıklattım. Gel emri kulaklarımı doldurunca denk gelmeye korktuğum gözler için tedbir alarak başımı eğerek giydim. İkisi de hala ayaktalardı her ne kadar direnmeye çalışsam da bakışlarımız denkleşiyordu bir şekilde. İlk defa beni özlediğini farkettim ancak pek umursamadım çünkü bu onun umurunda olsaydı daha önce gelirdi. Korkmaz bey parmağı şıklattı. Kendime gelmemi sağlamıştı. Bakışlarımı ona çevirdiğimde yanına gelmem için işaret etti. Orhan da onun bir kaç adım arkasında duruyordu. Korkmaz Bey'in yanına geldiğimde, vereceği emre kulak astım.

'' Bugün ayak altında dolaşmanı istemiyorum. Zaten yeterince yoruldun. Eve gidebilirsin.'' Şaşkın bakışlarımı gözlerine  çevirdiğimde güldüğünü ve göz attığını farkettim. Beni düşünüyordu. Beklemediğim bir hamle daha yapmıştı iyice yaklaştı ve aramızda ufak bir mesafe bıraktı. Orhan'ın delici bakışlarını üzerirmiz de hissedebiliyordum. Yüzüme iyice yaklaştığın da, Orhan yalandan öksürüp durumu kurtarmaya çalışsa da Korkmaz Bey yaklaşmaya devam etti ancak yüzümü es geçip kulağıma eğildi.

'' Bu iyiliğimi sakın unutma.'' o sırada bir çift alev alan göze şahit olmuştum ve bu yangın aksine içimdeki ateşi söndürmüştü. Acı çekmesi hoşuma gitmişti. Korkmaz Bey geri çekildi.

'' Gidebilirsin artık.''

'' Peki efendim.''

'' Akşamki yemeği unutma. Bu sefer erken hazırlansan iyi olur bekletilmeyi pek sevmiyorum.'' Bu sefer keyifle sırıtma sırası bendeydi. Bu adama her ne kadar sinirlensem de değer veriyordum. Göz kırpıp gitmemi istediğinde hızlıca odayı terkettim. İntikam almayı pek beceremezdim hatta yelteneceğim bile söz konusu değildi. Ama korkmaz bey bugün öyle güzel su serpti ki içime bu kadar hafifleyeceğimi tahmin etmemiştim.

ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)Where stories live. Discover now