19.Bölüm(Hastane)

5.5K 257 39
                                    

Şu medyaya Ayşe Selvi Korkmaz üçlüsü bırakalım...


 Soluk soluğa suyla boğuşurken Korkmaz beyde arkamdan atlayıp zorlukla beni sudan çıkarmıştı. Bütün aksilikleri tepeme toplamaya ne kadar meraklı biri haline gelmiştim. Adım başı bir sakarlık yapıyor sürekli insanların gözünde kendimi komik duruma düşürüyordum... Sudan çıkar çıkmaz kendimizi yere attık. Öksürüklere boğulurken Korkmaz efendiden bir ton fırça yemiştim. Öyle ki sinirden ağlamaya başladım, bir süre sonra nihayet yumuşamış nasıl olduğumu sormayı akıl edebilmişti...

 Koluma dokundu '' Sen iyi misin?''

'' Sanane!'' diye bağırmaktan kendimi alıkoyamadım. Gözyaşlarım dinmişti lakin sesim hala titriyordu.Bir insan nasıl bu kadar merhametsiz olabilirdi canımdan oluyordum!
'' Suçlu olduğun halde üste çıkmaya çalışıyorsun Ayşe.''

'' Ya ben Salak mıyım, kasıtlı mı atladım sanki?''

'' Sende sazanlık var hiç kusura bakma Ayşe 1 dakika şu aklını kullanmayı öğren niye sürekli düşünmeden hareket ediyorsun!''

'' KORKMAZ BEY!''

'' NE VAR!'' Sert bakışlarımı gözlerine kenetleyip uzun uzun baktım çok kırılmıştım, her yerim sırılsıklamdı ve çok üşüyordum. İç sesim onun ıslakken ne kadar çekici olduğunu söylemekle meşguldü içimdeki sesi tekmeleyip hızla arkamı döndüm yürümeye başladım cevap vermeden. Adam canımı kurtardı diye iyice tepeme çıkmaya niyetlenmişti. Ellerimle kollarımı sıvazlıyor ısınmaya çalışıyordum fakat hiç bir faydası olmuyordu. Arkamdan işittiğim ayak sesleriyle beraber adımlarımı daha da hızlandırdım ancak bir süre sonra sert bir el bileğimi kavramış beni peşinde sürüklemeye başlamıştı.

'' Korkmaz Bey bırakın kolumu.'' Sadece bir kere dönüp alev alan gözleriyle gözlerimi sardığında neredeyse dilimi yutacaktım. Çok uzun sürmeden önüne dönüp tekar beni çekiştirmeye başlamıştı. Yenilip somurtan yüzümle peşinden sürüklenmeye razı oldum, arabanın yanına geldiğimizde,kapıyı açıp beni içine savurdu; Bildiğiniz savurdu densiz! Ardından diğer yana doğru yürüyüp direksiyonun başına geçti ve kapıları kitleyip arabayı çalışırdı kaloriferleri çalıştırdı. Yola çıkmıştık, sıcak hava tenime işledikçe gerginliğim azalmaya başlamıştı. Hiç konuşmadık zaten bağırıp çağırmasını duymaktansa, sessizlik daha iyiydi tek kelime dahi sormadım ona, ara ara ona bakma isteğimi bastıramayıp kendimi onu izlerken buluyordum. Hemen toparlıyor tekrar önüme dönüyordum. Çok kötü öksürüyor aynı zamanda da hapşırıyordum. Kırmızı ışıkta durduğumuzda, torpidoya uzanıp açtı, içerisinden peçete kutusunu çıkardı. Bana olan yakınlığından dolayı nabzım hızlanmaya başlamıştı. Sanki kan dolaşımımın sesi kulaklarımı tırmalıyordu ne tuhaf bir duyguydu... 

'' Al bunu.'' deyip yüzüme bile bakmadan peçete kutusundan bir tane peçete çıkarıp bana uzattı. Elimin tersiyle ittim, bu durum onu öfkelendirmişti. Emniyet kemerini söküp düşen peçeteye uzandı eline alıp peçeteyle burnumu tuttu.

'' Mikrop yaaa!'' eline vurup peçeteyi kendim tutmaya başladım.

'' Sensin mikrop'' deyip emniyet kemerini taktı, yanan yeşil ışıkla tekrar yola koyuldu. Sürekli öküsürüyordum malesef hastalanıyordum sanırım. Korkmaz Bey de öfkesini bir kenara bırakmış içten içe beni merak etmeye bile başlamıştı. Onu çok özlemiştim, o an içimdeki bu özlemi bastıramadım, onu gerçekten çok özlemiştim. Başımı geriye yaslayıp akan burnumu peçeteyle sildim, neden her şey ters giderdi ki? Bu kadar kötü anı neden benim geçmişime yüklenirdi,normal insanlar gibi davranmayı neden beceremiyordum? Bu sorularla kafamı kurcalamaktan, cidden kafayı yiyecek duruma gelmiştim. Gözlerimi kapattım, arabanın sesini dinlemek hoşuma gitmişti. Bütün bedenim yanıyordu sanki, fesatlığı bir kenara bırakın cidden yanıyordu. Bir süre sonra alnımda bir soğukluk hissettim. Gözlerimi araladığımda Korkmaz Beyin eliyle karşılaştım panikleyen sesiyle çıkıştı.

ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin