2.bolum /Kader...

25.2K 1.2K 189
                                    

               Kadere inanır mısın?

Sessiz ormanda onun arkamdaki nefesini hissediyordum. Hırıltılı nefesi beni yerimde titretirken, korkudan yerimde put kesilmiştim.
Ayağının altından ezilen kuru yaprakların sesi kulağımda çınlanıyordu. Yutkundum, tam arkamda durdu. Elimdeki pelerini sıkı sıkı tutttum. Rüzgar inadıma esiyordu. "Kimsin sen" meraklı sesine diyecek pek bir sözüm yoktu. "Yüzünü dön" dedi itiraz istemeyen bir sesle.
arkamda bir kurtadam vardı.Aklımı hemen çalıştırmalıydım. Burdan hemen kurtulmalıydım.

Kaçmalıyım! Sahi ben bunu nasıl düşünememiştim. Yürümek gibi bir özelliği olduğunu unutan ayaklarımla koşmaya yeltendim. Yeltendim diyorum çünkü o beni kolumdan tutup kendine doğru döndürdü. Kızıl uzun saçlarım yüzünde dağıldı. Beni koruyan pelerinim ayaklarımın altına süzüldü.

Karşımda sadece bir kurtadam yoktu! Karşımda alfa kurt vardı. Gözlerini yumdu, derin bir nefes aldı, gözlerim kayıp giden adem elmasına takıldı.

O... O alfa kurttu! Onun boy boy fotoğraflarını tüm kızların elinde görmüştüm. Ve şimdi neredeyse 2 metrelik boyuyla karşımda duruyordu ve ben onun büyük ellerinin arasında kalmıştım. Gözlerini açtığında kızıl bir bilye gibi parlayan gözleriyle beni süzdü.

Alfa... O buradaydı, sürünün lideri buradaydı.

Bana niye öyle derin bakıyordu

Yoksa akşam yemeğinde beni yemeğimi düşünüyordu.

Kurtların insanları yediğini bölgemizdeki masallarda sık sık duyardım. Ya oda masallarda ki gibi bana Zarar verirse.
"Lütfen beni yeme!" cılız sesim derin ormanda kaybolup gitti. Ama keskin kulağı işitmişti.
Umarım insaflı bir kurttur. Ve başımı boynumdan koparmazdı. Başımı çok seviyorum ben.
Daha önce onun acımaz olduğunu, düşmanlarına karşı asla merhamet duymayan bir kalbi olduğunu duymuştum. Düşman bölgeden geldiğimi ve  başıma gelenler ile bir masal daha yazılırdı.

Dolgun dudakları kıvrıldı. gülümseyen yanı bile onun sert çehresini değiştirmedi.
Kolumu tutan eli belime sarıldı ve beni kendisine çekti. Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Kendimi ona çekilirken buldum.
"Seni yemek? Kulağa hiç fena bir fikir gibi gelmiyor. Çünkü kokun benim iştahımı kabartıp duruyor." Sözlerinin üstüne beni kendisine çekti. Ben ne yapacağımı bilmiyor ve öylece ona bakıyordum. Tek yaptığım elimle göğüsüne dokunup aramıza cılız bir set çekmek oldu. Dokunduğum sert vücudu çok sıcaktı. Onların sıcak olduğunu biliyordum ama sorun onun ısısı değildi. Sorun karnımda kıpırtı ya sebep olan bu sıcağı, sorun yasak bir bölgede onunla karşılaşmam...

Güldü." Özür dilerim seni korkutmak istememiştim. Ve bilmeni isterim ki genellikle tavuk etini yemeği tercih ederim" tuttuğum nefesi bıraktım. Her ne kadar alay etsede İçim açıklamasına karşı rahatlamıştı.

"Bağışlayın beni alfa. Ben sizi rahatsız etmek istemiyorum. B...ben gitmeliyim " yüzümü süzmeyi bırakıp belimdeki elini çekti.
"Adın ne"

Adım mı?

Sahi Benim adım neydi?

Stresten her şeyi unutmuştum. Ve stres mantıksız cümle kurma sebep oluyordu.
"Annem yabancılara adımı söyleme demişti." Evet yalan değil annem bunu hep söylerdi. Peki benim bunu söylemem ne kadar mantıklı olmuştu oda ayrı bir konu.

ALFA'NIN GELİNİ Where stories live. Discover now