8. bölüm (ruhun sancısı)

18.8K 963 346
                                    

İçime çektiğim keskin kokusu beni uyutmak isteyen bir ninni gibiydi..
Bedenin sıcaklığı, üşüyen iliklerime bir Yorgan olmuştu.
Gözyaşlarım dinmiş, içimdeki sönen yangının közleri, yüreğimin içinde bir cızırtı ile Keskin bir acı bahşediyordu bana. İçli içli, derin bir ah çekmek istiyordum...

Çenem de hissettiğim eli ile irkilsemde tepki vermedim. Göğsüne sığınmış başımı olduğu yerden çıkarıp ona bakmamı sağladı.
Dakikalar önce Onunla gitmeyi kabul etmiştim, hayır zorunda kalmıştım.
Bana bir kaç seçenek sunmuştu. Fakat sunduğu yolların hepsinin sonu sonsuz bir uçurumdu.

Ve ben tıpkı kopardığım o gül gibi uçurumda, rüzgarla birlikte sallanıp duruyordum.

"Bir daha her ne olursa olsun oraya asla gitmeyeceksin!" Sakin ses tonunun ağır hissiyatı içimde boğucu bir rüzgar estirmişti.
Islak saçları her zamankinden daha farklıydı. başının üstünde sönük ve dağınıktı, şimdi daha asi bir kurttu. Keskin siyah gözlerine baktım "sadece bir sınır"dedim tepkisini merak ederek.
İsteğim sözleri kurmasını bekledim. Belki o zaman, kan revan içinde kalan bu rüya, bir güneşin ışığı ile aydınlanırdı.

Böyle bir söz beklemeyen
Göz bebekleri küçüldü, düz kaşlarını çattı. Gerilen bedeni, sözlerimi kabul etmemişti. Anladım ki o güneş hiç doğmayacaktı

"O sadece bir sınır değil " dedi sertleşen sesi ile.  " O bizim kutsal topraklarımızın , ve insanlarımızın koruyan bir güç. Bir ülke için sınır herşeydir. Sınırını koruyaman bir ülke... Bir başkan... " Başını iki yana salladı " o ne ülkedir, nede başkandır." Dedi , beni hayal dünyasından uyandırarak.
Yanaklarımı okşayan eline karşı koymadım.  Küçük kız çocuğu olan yanım bu tavrına gittikçe hayran kalıyordu." Sen bunları düşünme " diye fısıldadı. " Şu masumluğun, bunları farkedemiyor, ve sana söz veriyorum gelinim, asla farketemene izin vermiyeceğim
Sıcak kelimelerine eriyen kalbimi daha ne kadar tutabilirdim.

düşündüğüm gibi masum değildim. Belki bu hikayenin asıl kötü tarafı benim. Belkide mutlu olmak için iyi olmaya gerek yoktur.

Gerçekler, ortaya çıkardığım karanlık dünyanın üstüne güneş gibi doğduğunda hala bana bu kadar sıcak olucak mıydı? Yoksa beni daha da karanlık bir dünyaya hapsedicek miydi?

belki babam gibi oda beni terk edecekti..

"Çok mu önemli senin için bu sınır" dedim titreyen sesimle.

"Bu benim görevim. Ben bu ülkenin vârisiyim." Dedi hatırlatarak.
Anladım der gibi başımı salladım.
Konu kapanmıştı.

"Üşüdün gidelim "  dedi
Beni kollarımdan tutu ve Ayağa kalkmama yardımcı oldu .
Eğilip yerdeki tişörtünü aldığında gerilen sırt kaslarına baktım.
Hala sarıldığım karın kaslarının ne kadar sert olduğunun şaşkınlığı atlamamıştım. Onların beden yapısı güçlüydü zaten.
Ama bir alfa kurt normal Bir kurttan iki kat daha güçlüydü.
Ve bunu yaşayarak öğrenmiştim.

Birlikte ormanda yürümeye başladık.
Sessizlik içinde arabasının olduğu tarafa gidiceğimizi söylemişti. Acaba annem benim bu halimi görse ne yapardı.
Muhtemelen önce mezarımı bana kazıttırıp, sonra kefenimide bana diktirip. Kendimi diri diri toprağa gömmemi sağlardı.

ALFA'NIN GELİNİ Where stories live. Discover now