Bölüm 28 ( pus dönemi )

13.9K 896 494
                                    


Herkese merhaba, uzun bir zaman oldu. Çok özledim sizi ve hikayeyi.

Açarken oylamayı okurken yorumlamayı unutmayın 🌸❤️

Elinde tuttuğu kapı ile öylece bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ağzı hafifçe açılmış, inanamayarak bana bakıyordu. Gözlerini kapatıp açtı, yine beni görünce kaşlarını çattı. Sanırım bir hayal olduğumu düşünüyordu.  Daha sonra kapıyı kapattı. Tekrar karanlıkta kalmıştım.  Aldığı nefesi işittim, Bir kaç saniye sonra dolabın kapısını tekrar açtı.

Siyah gözleri beni yine bulunca, içinde sinir ve şaşkınlığın belirtileri doğdu. "Hayal değilmiş " diye fısıldadı kendi kendine. 

Gözlerimi kısıp sevimli bir gülümseme ile ona baktım. Hayal olamayacak kadar gerçektim maalesef. sürprizimi sevmiş miydi? Hala şaşkınlığını üstünden atamadığı için pek emin olamıyordum.

Tabiki, beni burada ve dolabının içinde beklemiyordu.  Hadi ama beni ülkesinde bir daha beklemiyordu desek daha doğru olurdu.

İçerden bir ayının çıkması benim çıkmamdan daha mantıklıydı.

Tamam ondan hala ses gelmeyince biraz pişman olmuştum. Evet ona sürpriz yapmak istemiştim ama böyle bir şekilde değildi. Her şey çok ani gelişmişti. Neden onun odasına gelmiştim ki? Off belaya balıklama atlamak gibi güzel bir hobim vardı çünkü.

Yinede böyle put gibi kalması benim için oldukça endişe vericiydi. Adamın aklını başından alalım dedik ama bu kadar da değildi.

Ona dikkatli bakınca benim de gülümsemem yavaşça soldu. Artık öylece dikilen bir tek o değildi.   Gözlerimin gördüğü şölen gerçek miydi? Neden üstünde harika bir manzara ile gezdiğini daha önce söylememişti ki bana.

Gözlerimi bir kaç kez kırpıp baktım. Üstü çıplaktı. sert kaslarını Karanlıkta ki yıldızlar gibi ortaya dökülmüştü. Öyle harika da duruyorlardı ki, dokunmak istiyordum.

Artık yüzüne değil, hiç utanmadan kaslarına bakıyordum. Kaç kattı bunlar. sekiz miydi? Neden doğru sayamıyordum ki.. Hepsi üst üste dizilmişti, Ne kadar da düzenli duruyorlardı, Elle çizilmiş gibi.

"Sen burada ne arıyorsun?" Dedi. Sonunda konuşmayı becererek. Dur bir dakika burada biraz meşguluz, şimdi konuşmamın sırasımıydı ki.

Sabırsız nefeslerini işitince
İstemeye istemeye Bakışlarımı yavaşça yüzüne çıkarttım. Şuan biraz da olsa Kendisine gelmiş, durumu kabullenmiş duruyordu.

kaşları artık şaşkınlıkla değil sinirle çatılmıştı.

Benim yüzümden yakında alnında çizgileri çıkacaktı.

Her neyse, Şimdi ben buna nasıl mantıklı bir konuşma yapabilirdim. Yapabilir miydim? Evet.

Ben buraya nasıl geldim, niçin geldim, Neden geldim.

" Hiç..Buradan geçiyordum. Sen ne yapıyorsun burada? Ne güzel bir tesadüf dimi burada karşılaşmamız. "

Cevap vermek yerine kolumdan çekip beni olduğum yerden çıkarttı. Ani hareketi yüzünden çığlık atmak zorunda kalmıştım. Düşmemek için kolunu sıkı sıkı tutundum. Tereyağından kıl çeker gibi kolayca almıştı beni.

Ayaklarım yere değince rahatlasam da Beni dolapla kendi arasına alınca ani bir elektrik almış gibi gerildim. Kendimi bir anda onun vücuduna yapışık bulmuştum.

ALFA'NIN GELİNİ Where stories live. Discover now