ALFA'NIN GELİNİ

16. bölüm

Buraya interneti biten bir garip bırakıyorum. Neden bölüm gelme di diyenler internetim bittiği için atamadım.

Keyifli okumalar dilerim.

₺₺₺₺₺₺₺₺

Acı vardı, acı her yerdeydi. Ruhumdan ve bedenimden hiç eksik olmamıştı.  lanet  bir damga gibi bana yapışmıştı.
Başım ağrıyor , midem bulanıyordu. Üşütmüş müydüm acaba? .  Oysa iyi bir bağışıklık sistemim vardı. Her şeye katlanan bir bedenim vardı.

Ağır göz kapaklarımı yavaş yavaş açmak için uğraşırken kulağıma gelen erkek sesiyle hareketsiz kaldım. Arkamda tanımadığım birileri vardı. Aniden gelen adrelanin ile kaskatı kesildim. Kaçırılmıştım...

"Parin birazdan burada olur. Kız o gelene kadar uyanmaz dimi? Daha fazla bela ile uğraşmak istemiyorum. Gelsin o uğraşsın. "

Başıma gelen korkunç olayı hatırladım. Bağırmamak için kendimi zor tuttum. Olduğum yerde Kıpırdanmamak için put kesildim. Nefes almamı durdurdum. Gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Yutkunmak bile istemiyordum.  duyacaklar diye korkuyordum.

"Uyanmaz" diyerek karşılık verdi birisi. Bu sesi hatırlıyorum, çiçekçi den çıktığımda başıma vuran adam dı.

Kim beni neden kaçırmıştı. Organ mafyası olabilir miydi? Düşüncesi bile korkunçtu.
"Ona öyle bir ilaç verdim ki. Üç saat sonra ancak uyanır. "

Uyanmıştım. Ama bunu bilmelerine gerek yoktu. İlaçlara karşı ciddi bir direniş gösteriyordum. Kolay kolay hiç bir ilaç bana etki etmezdi.

"Kokusunu çok güzel. "

"Öyle. Ama aklımda ki tilkiye söyle sussun. Alfanın eşine dokunmak gibi bir hata yapma diye söylüyorum. "

"Yok. O kadar da kafayı yemedim. Sadece parin gelsin ve alsın bu kızı bizde ortadan kaybolup gidelim."

Parin kimdi ve beni niye alacaktı.
Nasıl bir acımasızlığın içine düşmüştüm. Neden sonunda canımın çok yanacağını düşünüyordum.

"Kız uyanmaz gel gidelim bir kaç kadeh atalım. Hazır böyle sınırsız bir evdeyken keyfini sürelim."

"Bilmiyorum." Dedi kararsız bir şekilde.
"Başında beklesek. Uyandığında bize sorun çıkartmasın şimdi."

"Uyanmaz diyorum. En az üç saati var. İlaç çok ağır, baksana kıpırdamıyor bile. "

Olduğum yerde iyice hareketsiz kaldım. Korkuyordum aynı zamanda garip bir heyecan vardı. Kafayı mı yemek üzere olabilirdim. Belki de delirmek üzereydim. Aklımın son kırıntılarını kullanıyorum dur.  Neredeyse bu heyecan ve stresten zevk alacak duruma geldiğimi düşünmeye başlayacaktım.  Neyse ki korku hala ağır basıyordu. Ve korku seni yaşatmak için ortaya bir iç güdü çıkarır.

Sessiz ol ve kaçmak için bir an bekle.

Yanıma birinin geldiğini hissettim. Gözleri bedenimi tarıyordu. Sırtımdan soğuk bir ter aktı. Yutkunmamak için kendimi zar zor tuttum. Sanki Yutkunsam duyacaklardı.
Kaskatı kesilen bedenim ağrıyordu..Kıpırdanmamak için kendimi zar zor tutuyordum.

"Hade" dedi aceleci bir ses. Gitsene pislik. Daha ne bekliyorsun ikna olmak için acaba, ölmemiş falan mı, gözüm kapalı işte.

Uzaklaşan adımlar ve Kapanan kapıyla gittikleri anladım. Yine de bir paranoyak gibi gözlerimi açmadım. Sanki ordalar ve benim numara yapıp yapmadığımı öğrenmek için bekliyorlardı. Gözümü açtığımda onları karşımda sırıtırken görecektim.
Bir ruh hastası gibi düşünmek elimde değildi.