Bölüm 30 /siyah-beyaz bir anı

14K 868 656
                                    

Başlarken oylamayı, okurken yorumlamayı unutmayın 🌸❤️

#####

Tenimde bıraktığı sıcak eli tenimi yakıyordu. Onun kızgın bakışları arasında Bozguna uğramıştım. Yer yer gördüğüm kırık bakışlarında ise büyük bir belaya balıklama atladığımın farkındaydım.  Kuruyan boğazıma faydası olsun diye yutkundum. Ama nafile, hiç bir işe yaramadı.

Onu bu kadar kızdıran şeyin ne olduğunu bilmediğim için temkinli davranıp anlamamış gibi davranmaya başladım.

Aramızda esen soğuk bir rüzgar ile saçlarım havada yavaşça uçuştu. 

"Ne oldu" dedim,  ve anlamayan, saf bir bakışla ona baktım. 

Gözleri tekrar bileğime kaydı. Sorunun ne olduğunu anlamasam da, parinin böyle bir şeyi çocukça bir şaka olarak yapmadığı anlamıştım. Parin başıma bir bela açmıştı. Ve bunu isteyerek yapmıştı.  Ama nasıl bir bela açmıştı hiç bilmiyorum. Ayrıca neden sürekli belaları mıknatıs gibi  çekiyordum. İçimde bela çeken bir mıknatıs mı vardı acaba.

"Zeyna bu bileğinde ki ısırık ne demek oluyor!"

Ne diyeceğimi bilmiyordum.   Aaaa onu oraya kim koymuş diyen iç sesimi sadece içimde bıraktım. Ani şafak baskını yemiş gibi şaşkın bir şekilde ortada kalmıştım . Parin yaptı diyemezdim. Bu onu çok sinirlendirirdi. Nedendir bilinmez ama onu ispiyonlamak istemiyordum. Belki de  benim gibi bir melez olduğu için,  Onu koruma bir iç güdüm doğmuştu.

Tek temennim,  bu küçük ısırık lütfen bu kurtlar içinde küçük bir sebep olsun, çok , çok küçük bir sebep olsun. Takılmayacak , üstünde durulmayacak bir zerre parçası olsun, tabiatta işe yaramayan bir zerre parçası olsun lütfen.    Elimde ki ize tekrar baktım, O kadar yıkamama ve krem sürmeme  rağmen yinede gitmemişti. Köpek, nasıl ısırmışsa artık!   Parin umarım belediye zehirler seni.

Siyahın en boğucu rengi ile dolan gözleri beni buldu, sadece gerçek anlamda sinirlendiğinde gözleri bu tona bürünüyordu.  "Bu ısırık ne!"  Dedi dişlerinin arasından çıkan saf bir Sinirle. Artık tahammül sınırlarının sonunda duruyordu.

Sakin ol oğlum, sakin ol.

Elimi çekmek istedim ama başaramadım.

"Cevap ver!" Diye bağırdı.  Susmama tahammül etmeyerek beni kendisine sertçe çekti.

"Sen beni delirmek mi istiyorsun ha! Neden bileğinde bir ısırık izi var! Hemde bir erkeğin ısırık izi! Bunu kim yapmaya cüret edebilir!"

"Abartıyorsun "   tek dediğim bu olmuştu. Bazen susmak daha mantıklı bir karardı. Çünkü buna daha çok sinirlenmişti.

İnanamayarak bana baktı. "Abartıyorum öylemi? Kafasını başından ayırdığım zaman görürsün sen abartmayı. "

Büyük bir ciddiyetle Söyledikleri ile gözlerim kocaman açıldı. "Vahşisin " dedim sertçe.

"vahşi miyim! Sen daha benim vahşiliğimi görmedin. ayrıca konuyu saptırma. tek duymak istediğim şey, bunu hangi piç kurusu yapmaya cüret etti. Sana kim dokundu Zeyna! Kim seni sahiplenme isteği ile olabilir. Onun o isteğini, o cüretini sikerim!"

Ettiği küfürlere inanamıyordum. Sorunun ne olduğunu bilmiyorum ama onun için ortada büyük bir sorun vardı.
Yinede kulaklarım bu kadar küfre alışık değildi.

ALFA'NIN GELİNİ Where stories live. Discover now