1. Bölüm

1.3K 57 216
                                    

"Ben yapmadım! Yemin ediyorum ben yapmadım!"

Hina kollarını tutan iki Salvanya'lıya karşı koymaya çalışıp bağırdı. Nasıl bu duruma düşmüştü aklı almıyordu. O gerçekten masumdu. Neden onu dinlemiyorlardı?

Hina'yı zindana attıklarında kız bağırıp ağlamaya devam etmişti. İşlemediği bir suç yüzünden ceza alacaktı resmen.

Hina dizleri üzerine çöktü ve göz yaşlarını sessizce akıtmaya başladı. Kendisini çok çaresiz hissediyordu.

O yapmamıştı ki, geldiğinde kırılmıştı taş. Neden hemen onu suçlu bulmuşlardı?

Hıçkırıp başını dizlerine gömdü ve alacağı cezayı düşünmeye başladı. Kim bilir ne gelecekti bundan sonra başına?

Belki onu ıssız bir adaya gönderirlerdi, ama Hina su yaratıklarından çok korkardı. Burada çok büyük yaratıklar vardı. Onların biriyle karşılaşma düşüncesi tüylerini ürpertmeye yetmişti bile.

Belki de yanardağa atarlardı onu. Hina hâlâ hayattayken yüzlerce derecedeki bir sıcaklığa maruz kaldığını düşününce kendine hakim olamadan hıçkırdı.

Ne ceza alırsa alsın hayatının mahvolacağına emindi. Bundan sonra hiçbir şey güzel gitmeyecekti.

...

Hina kurulun karşısına çıktığında güçlü durmaya çalıştı ama çok başarılı olamadı. Korkusunu saklayamıyordu. Yaşlar yanaklarından akıp duruyordu sürekli.

"İşlediğin suçun affı olamaz Hina."

Konseyin başkanı konuşunca Hina hıçkırdı. İtiraz etse bile bir işe yaramayacağını biliyordu. Onunla konuşan herkese söylemişti yapmadığını ama hiçbiri onu dinlememişti.

"Sana ağır bir ceza vereceğiz. Yaptığının bedelini bu cezayla ödeyeceksin."

Hina'nın gözleri korktuğu için sarıya dönmüştü. Saçlarında da azar azar sarı renk ortaya çıkmıştı.

Ne ceza vereceklerdi ona? Yoksa su yığınına mi atacaklardı? Eğer öyle bir şey olsaydı yaratıklardan onu önce Hina ölmüş olurdu zaten. Çok korkuyordu su yığınından.

"Seni Dünya'ya göndereceğiz."

Hina duyduğu şeyle birlikte şaşkınlıkla konseye baktı. Ciddiler miydi? Cezası bu muydu gerçekten?

"Elinden güçlerini alacağız, bundan sonra orada yaşayacaksın. Buraya bir daha gelmen yasaklanacak. Eğer buraya gelmeye kalkarsan öleceksin."

Hina hıçkırıp dizlerinin üzerine çöktü. Yaşayamazdı ki orada, nasıl böyle bir ceza verirlerdi ona?

"Ben-ben orada ne yapacağım? Hiçbir şey bilmiyorum orasıyla ilgili. Ben ölürüm zaten orada. Lütfen beni göndermeyin, ne olur başka bir ceza verin."

Daha önce Dünya'ya ceza için gönderilen biri vardı ama ondan haber alınamamıştı. Ona ne olduğu bilinmiyordu ve şimdi de Hina gönderiliyordu.

"Ne olur cezamı değiştirin." Hina ağlayarak yalvarmaya devam ediyordu. Su yığınına atılmayı bile tercih ederdi. En azından orada başına ne geleceğini biliyordu.

"Cezan değiştirilmeyecek Hina. Kararımıza saygı duy ve daha fazla ısrar etme."

Hina hıçkırdı ve "Ben ne yapacağım orada? Hiçbir şey bilmiyorum. Nasıl konuştuklarını bile bilmiyorum." dedi.

"Gideceğin yerde nasıl konuşulduğunu zihnine aktaracağız. Sana bu iyiliği yapıyoruz, merak etme."

Yinede Hina çok korkuyordu. Hiç bilmediği bir gezegene, güçleri olmadan gönderiliyordu.

E. T. - Jeon JungkookWhere stories live. Discover now