24. Bölüm

332 46 145
                                    

Zilin çalmasıyla kalemi yan tarafa bırakıp ayağa kalkarak kapıya doğru ilerledim. Hina ve Bam dışarı çıkmışlardı bir saat önce, muhtemelen onlar gelmişti.

Kapıyı açtığımda karşımda geçen günkü kedisini kaybetmiş olan kadını görmemle kaşlarımı kaldırdım. Gülümseyip "Merhaba, kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama biliyorsunuz ben yeni taşındım ve evimde hâlâ eksikler var." dedi.

"Şey sıcak suyum yok da benim... aslında bağlanacaktı ama bir sorun çıkmış sanırım ve maalesef bağlanamadı... eğer sorun olmazsa beş dakikalığına banyonuzu kullanabilir miyim diyecektim?"

"Şey..."

Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde ona bakarken devam etti.

"Lütfen, sıcak su olmadığı için yıkanamadım kaç gündür ve bugün önemli bir görüşmem var. Sadece beş dakika."

Kadının çaresizce ısrar etmesiyle derin bir nefes aldım ve başımı onaylar anlamda salladım. Bana bir zararı olmayacaktı sonuçta, duşunu alıp gidebilirdi.

"Kız kardeşiniz evde mi? Yani bizi yanlış anlamasını istemem." deyip gülmesiyle "Hina benim kardeşim değil." diyerek düzelttim onu.

"Öyle mi? Ben yanlış anlamışım kusura bakmayın." demesiyle bir şey demeden geri çekildim. İçeri girdiğinde kapıyı kapatıp ona döndüm.

"Banyo koridorun sonunda solda. İstediğiniz gibi kullanabilirsiniz."

"Çok teşekkür ederim." deyip eğildikten sonra arkasını dönüp bonyaya doğru ilerledi.

Bende sehpanın önüne oturup elime kalemimi aldım ve yaptığım çizime devam etmeye başladım.

...

Telefonumu elime alıp saate baktığımda on beş dakika geçtiğini görüp derin bir nefes aldım. Bir an önce çıkmasını istiyordum çünkü birazdan Hina gelirdi ve o kadını duştan çıkmış bir halde görmesini istemiyordum.

"Pardon?"

Kadının sesini duymamla başımı koridora doğru çevirdim. Bornozla durduğunu görünce gözlerimi kaçırıp ayağa kalktım.

"Kıyafetlerim ıslandı da acaba banakendi kıyafetlerinizden verebilir misiniz?"

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve bir şey söylemeden Hina'nın odasına ilerleyip içinden bir eşofman ve tshirt alıp yeniden salona dönerek kadına uzattım.

"Aa... kızmasın size kıyafetlerini verdiğiniz için. Sizinkilerden giyseydim?"

"Kızmaz o bana."

Kadın yüzündeki şaşkın gülümsemeyle kıyafetleri elimden alırken kapının açıldığını duydum.

"Jungkook, biz geldik!"

Hina'nın sevinçle bana seslenmesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Bizi görmesiyle yüzündeki gülümseme solarken arkasından giren kişileri görmemle ektra bir gerginlik sarmıştı beni.

"Hyung? Sizde mi geldiniz?"

Gerçekten gelecek zamanı bulmuşlardı. Daha da karışacaktı şimdi durum. Aslında bir yandan da iyi olmuştu gelmeleri, Hina'ya açıklamamda yardımcı olurlardı durumu.

"Jungkook, ne oluyor burada?"

Jimin hyung imaylı bir şekilde sorduğunda başımı iki yana salladım ve "Sandığınız gibi değil." dedim.

"Bayan..." deyip kadına döndüğümde "Shin Hyejin." dedi.

"Bayan Shin'in suyu- sıcak suyu yokmuş. Rica etti 'banyonuzu kullanabilir miyim' diye."

E. T. - Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin