27. Bölüm

325 50 67
                                    

Park Hina

Canım sıkkın bir şekilde mutfağa girdiğimde Jungkook beni görüp gülümsedi ama ben ona kızgındım. Beni üzmüştü.

"Hoş geldin güzelim."

"Deme bana öyle." dememle kaşlarını kaldırıp bana döndü. "O nedenmiş? Güzelim dememi seviyordun."

"Artık sevmiyorum. Güzelim deme bana." dedim sinirle.

"Birtanem ne oldu söyle bana? Biri bir şey mi dedi sana? Hm?" deyip bana yaklaştığında gözlerine baktım.

"Güzel değilim ben, söyleme işte." dememle gözümden bir damla yaş süzüldü.

Endişeyle "Hina bu nereden çıktı şimdi?" deyip yanağımdan akan yaşı sildiğinde "Baktım ben tabletten." dedim.

"Neye baktın bebeğim? Ne üzdü seni bu kadar? Anlat bana."

"Uzaylılara baktım! Onlar çok garipler Jungkook! Sen bana uzaylı diyorsun, onlar gibiysem güzel değilim işte!" dedim sinirle ona bakıp.

Merak edip bakmıştım ve onlar çok gariplerdi. Beni onlara benzettiği için bana uzaylı diyordu.

Derin bir nefes alıp yanaklarımı ellerinin arasına aldı ve "Sen benim tanıdığım en güzel insansın. Ben sana takılmak için öyle diyordum bebeğim, asla kötü bir amacım yoktu. Seni üzeceğini bilsem asla söylemezdim." dedi.

"Sen benim güzelimsin, tanıdığım en güzel kişisin. Ağlama ne olur."

Burnumu çekip gözlerine bakmamla gülümsedi ve yaşlarımı sildi. "Bir daha sana uzaylı demeyeceğim." demesiyle dudaklarımı büzdüm.

"Onlara benzediğim için söylemiyor musun yani?"

"Hayır bebeğim, onlara benzemiyorsun sen. Çok güzelsin."

Burnumu çekip "Gerçekten mi?" dememle gülümseyip "Gerçekten." dedi.

"O zaman söyleyebilirsin... ama sadece sen söyle. Başkası bana uzaylı demesin." dememle alnımı öptü ve "Sen üzüleceksen bende demem bebeğim." dedi.

"Ben onlara benzediğimi düşündüğünü sandım, o yüzden üzüldüm. Benzemiyorsam diyebilirsin."

"Benzemiyorsun güzelim, hiç benzemiyorsun hatta. Sen çok güzelsin."

Gülümseyip parmak uçlarımda yükseldim ve geçen onun bana yaptığı gibi dudaklarımı dudaklarının kenarına bastırdım.

Geri çekildiğimde gözlerini dudaklarımda gezdirip derin bir nefes aldı. "Patates ister misin?"

"Evet." dememle gülümseyip geri çekildi ve "O zaman gel, yapalım." dedi.

...

Jeon Jungkook

"Jungkook sıkıyor bu." diye konuşmasıyla bakışlarını karnından çekip gözlerine baktım. "Bebeğim biraz sabret, az kaldı."

"Ama kaşındırıyor."

Ayağa kalkıp önünde durdum ve elbisenin kollarını aşağı indirip göğüs kısmını yukarı çektim.

"Meleğim biraz daha sabret bitecek zaten şimdi." deyip yeniden dizlerimin üzerine çökerek elbiseyle uğraşmaya başladığımda ofladı. Haklıydı aslında, bir saattir ayakta duruyordu ve yorulup sıkılmıştı.

"Neden bana giydirdin ki bunu?"

Çünkü defile için özel bir elbiseydi bu ve Hina için tasarlamıştım. Bu yüzden onun üzerinde prova alıyordum ama bunu ona söylemeyecektim.

E. T. - Jeon JungkookWhere stories live. Discover now