4. Bölüm

431 46 100
                                    

Jeon Jungkook

Hina'yla mağazadan çıktığımızda gözlerimi gözlerine çıkarttım. Yeşile dönmüşlerdi. Derin bir nefes alıp önünde durdum ve bana bakmasını sağladım.

"Sana kırmızı pijama aldım. Neden üzgünsün?"

"Üzgün değilim." deyince "Suratın asıldı ve gözlerin yeşil. İlk defa bu renge döndü gözlerin ama üzüldüğün için olduğunu tahmin edebiliyorum." dedim.

"Neden onu almadık? Ben onu istiyordum." deyip üzgünce konuşunca omuzlarımı düşürdüm.

Neden bu kadar istiyordu ki onu?

"Hina bak onu giyemezsin-"

"O zaman neden insanlar onu alıyor? Orada olduğuna göre giyilen bir şey."

Çok mantıklı sorular sormayı bırakmalıydı. Ne cevap verecektim ben şimdi?

"Evet giyilen bir şey ama sen giyemezsin onu."

"Neden?"

Sadece alamayacağımızı kabullense olmaz mıydı?

"Çünkü onu sadece evli insanlar alabilir." dememle gözlerini kırpıştırıp şaşkınlıkla bana baktı.

"Onu almam için evli mi olmalıyım?"

Hızla başımı aşağı yukarı salladım. İkna olmuştu sanırım.

"Nasıl evlenebilirim peki?" demesiyle gözlerimi kapattım.

"Evlenemezsin Hina. Hadi gidelim artık."

Gözleri daha da yeşil olunca saçlarının rengi de değişmeye başladı. Hızla üzerine giymesi için verdiğim ceketin kapüşonunu başına geçirdim. Başkalarının bunu görmemesi gerekiyordu.

"Tamam tamam, üzülme. Ben gidip alacağım ama o sen evlenene kadar dolapta duracak tamam mı? Giymek yok?"

Gözleri parlayarak bana döndü. Yeşilden maviye dönmeye başlamıştı bile renkleri.

Buna bu kadar üzülmüş olduğuna inanamıyordum.

"Tamam, evlenene kadar giymeyeceğim." deyip başını aşağı yukarı hızla sallamasıyla güldüm. Buna bu kadar sevinmiş olması garip geliyordu.

Elinden tutup onu kenara çektim ve "Beni burada bekle." deyip poşetleri de yanına bıraktım.

"Hemen alıp geleceğim, bir yere ayrılma."

...

Eve geldiğimizde kendimi koltuğa attım ve başımı arkaya yasladım. Gerçekten çok yorulmuştum.

Yolda Namjoon hyung arayıp beni yanlarına çağırmıştı. Taehyung hyung onlara Hina'dan bahsetmiş, bu yüzden ekstra ısrar etmişti.

Hina'yı onlara anlatmak istiyordum ama orası uygun değildi. Gitmezsem de sonra 'neden gelmedin' diye başımın etini yiyeceklerdi.

Biraz durup sonra bize geçebilirdik. Hem Hina'da görmüş olurdu barı. Sanmıyordum ama belki hoşuna giderdi.

Ayağa kalktım ve Hina'nın odasına doğru ilerlemeye başladım. Eve geldiğimiz anda poşetleri alıp odaya girmişti.

Kapıyı çalıp içeri girdiğimde kıyafetlerinin hepsini yatağının üzerine yaydığını görüp gülümsedim.

"Ne yapıyorsun?"

"Aldıklarımıza bakıyorum. Hepsini giymek istiyorum." diye heyecanla konuşunca gülümsedim ve yanına doğru ilerledim.

"Şimdi dışarı çıkacağız, arkadaşlarımın yanına gideceğiz beraber." dememle başını salladı.

E. T. - Jeon JungkookWhere stories live. Discover now