21. Bölüm

414 53 79
                                    

"Jungkook?"

"Efendim güzelim?"

Yanıma gelip kanepeye çıkarak dizlerinin üzerine oturdu ve dudaklarını birbirine bastırıp bana bakmaya başladı.

Kesinlikle bir şey isteyecekti.

Telefonumu kapatıp ona doğru döndüm ve tatlı halini izlemeye başladım. Eğer mümkün olsa onu sonsuza kadar bıkmadan sürekli izleyebilirdim.

"Şey diyecektim ben..."

Gülümseyerek "Ne diyecektin sen?" dememle gözlerini yana çevirip dudaklarının içini ısırdı. Ne isteyecekti ki bu kadar çekiniyordu acaba?

"Şey... ben bir şey gördüm de..."

İşte bu tehlikeli bir cümleydi. Hina ve televizyon ikilisi çok tehlikeli olabilirdi. Kim bilir ne görmüştü?

"Ne gördün?"

"Böyle Bam'a benziyor ama daha farklı ve küçük bir şeydi. Çok tatlıydı." demesiyle gülümsedim.

"Nerede gördün sen onu?"

"Bahçede." demesiyle kaşlarımı çattım.

"Hâlâ bahçede mi?" Başını iki yana sallayıp "Şimdi mutfakta." demesiyle ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Hina'da merakla peşimden geliyordu.

Masanın üzerinde küçük yavru bir kedi görmemle onu yavaşça elime aldım. Korkmuş olmalıydı ki elime gelmek istememişti. Ürkekçe miyavlayıp yüzüme bakmaya başlayınca Hina'ya döndüm.

"Kızdın mı bana? Ben dışarıda görünce üzüldüm, o yüzden aldım içeri. Ama baksana çok tatlı, oda bizimle kalsa olmaz mı? Lütfen Jungkook?"

Başta gerilerek konuşmuştu ama sonra heyecanla yerinde zıplayarak bitirmişti. Çok tatlıydı ve bu isteğini yapma isteğimi arttırıyordu ama bu kedinin bizimle kalması imkansızdı. Çünkü boynundaki tasmadan sahibinin olduğu belliydi. Muhtemelen şuan onu arıyorlardı.

"Güzelim malesef bu kedi bizimle kalamaz."

Gözleri hayal kırıklığıyla dolup yeşile dönmeye başlayınca hüzünle bir nefes aldım. "Ama neden?"

"Çünkü bu kedinin bir sahibi var."

"Nereden anladın?" demesiyle boynundaki tasmayı gösterdim. "Bak bu onun sahibi olduğunun göstergesi. Bu kedinin bir evi var, onu merak eden insanlar var."

"Ama çok tatlı o, bizimle kalsın?" dedi dudaklarını büzüp.

"Bebeğim biri gelip Bam'ın çok tatlı olduğunu söyleyip alsa sen üzülmez misin?"

Başını sallayarak beni onaylamasıyla gülümseyip yanağını okşadım. "Bam bizim yanımızdan giderse üzüleceğimiz gibi bu kedinin de sahibi üzülüyordur şimdi."

Kedi miyavlayınca Hina yanıma yaklaşıp yavaşça başını okşadı. "Sahibini nasıl bulacağız?"

"Eğer bu çevrede oturuyorsa gelip sorar ki bu ufaklığın fazla uzaklaşamayacağını düşünürsek muhtemelen gelip arar."

Derin bir nefes alıp beni onayladı ve "Kucağıma alabilir miyim?" diye sordu. Onu onaylayıp yavaşça kucağına bıraktığımda kedi tırnaklarını tshirtüne geçirdi. Hina'nın tenine değmiş olacak ki yüzünü buruşturdu.

"Çok tatlı bir şey bu."

"Sen daha tatlısın." dememle dudaklarını birbirine bastırıp bana döndü ve "Öyle miyim?" dedi.

"Öylesin." dedim gülümseyerek.

Kediye dönüp sevmeye devam edince gülümseyerek onu izlemeye başladım.

E. T. - Jeon JungkookWhere stories live. Discover now