BÖLÜM 15

107 36 73
                                    

Aslında yine akşam 11'de yayınlamayı düşünüyordum fakat benim sabırsız periler buna izin vermedi. ^^

Veee Adnan'ı özlemişsiniz sanırım fkşadksşld

Keyifli okumalar...

"Nisa." Kumsal'ın nayif sesiyle gözlerimi araladım. İri gözlerle bana bakan esmer kıza kafa hareketiyle ne olduğunu sorarken gözlerimi yumru yaptığım elimle avuşturuyordum. "Defne dün eve gelmemiş..."

"Nasıl?"

"Telefonunu açmıyorlar. Dün de eve gelmedikleri basbariz ortada." Sesi çok endişeli geliyordu. "Eğer dün eve gelmiş olsalar illa onun sesinden uyanırdık."

Kumsal'ın endişeli ve korkmuş ifadesi benim de paniklememe sebep olurken hemen yataktan çıktım ve aşağı kata indim.

Ege benim hararetle içeri girdiğimi görünce "Tuna'da gelmedi." Diyince şaşırmam on kat daha arttı. "Yavuz dün eve gelmeyeceğini belirtti. Bir kız arkadaşıyla takılıcakmış. Defne ve Tuna'nın da eve geldiğini söyledi."

"Adnan..." Demiştim ki Demir söze girdi.

"Yapamaz."

"Bu kadar emin olmanın sebebi ne? Sana bilgilendirme mi yaptı, Demir?" Sinirimi ondan çıkartabilirim.

"Yaptığın ima çok iğrenç." Ne iması, ima mı yapmışım ben?

"Nerden çıktı? Tuna'da yokmuş zaten. Ne anladın bilmiyorum ama..." Cümlemin devamını getirmemiştim.

Demir benim dediğim saçma bir varsayımla onun Adnan'a haber uçurduğunu ve bize hayinlik yaptığını söylediğimi zannettiğini anladığımda 'gerçekten mi?' bakışlarımı ona gönderiyordum.

Nerden çıkartıyordu böyle bir şeyi?

Demir sinirle bir adım daha atmıştı ki kapının açılma sesiyle ikimizin dikkati oraya dönerken koşarak oraya gittim.

"Defne! Nereydin? Bir şey mi oldu?" Hemen art arda sorduğum sorularla Defne'nin gözleri yanında ki Tuna'ya gitti.

"Bir kenarda sızıp kalmışız, bir sorun yok." Derken yüzünde anlamadığım bir ifade vardı. Pişmandı ama mutluydu da sanki?

Dün evden çıkarken bin ton makyaj yapmıştı ama şimdi ruj bile yoktu. Üstünde ki kıyafetlerde dün ki kadar üstüne oturmamıştı. Bir rahatsızlık varmış gibi. Baya içtikleri belli oluyordu.

"Bir mesaj atmak aklına gelmedi mi?" Kumsal gerçekten sinirli duruyordu.

"Telefonumuzun şarjı bitmiş." Diye savunan bu sefer Tuna'ydı.

Onları on yaşında ki bir çocukmuş gibi azarlamak canımı sıkmıştı. Ama onlarda yaptıklarının farkındalardı. Daha fazla konuşmamı durdurmak açmaçlı mutfağa geçtim.

Defne üstünü değiştirmeye çıktığında biz Kumsal ile aramızda kısa bir bakışma geçmişti.

Kumsal'da benim gibi Defne'nin bizi geçiştirmesinden şüphelenmişti.

Yavuz Kaya'nın Anlatımıyla... (Yaklaşık 22 yıl önce)

Hani olur ya bir gün yaşarsın ve o günün sadece o anısına gitmek ister ve şansın olsa o anın hiç bitmemesi için zamanı durdurmak için Tanrı'dan güç dilersin.

GEÇMİŞİN GERÇEKLERİ Where stories live. Discover now