Bölüm 24

59 17 54
                                    

Ayol kendimle gurur duyuyorum KSLXLSSŞSŞXL Bir haftada üç bölüm! Darısı her gün atmaya eheheheh

Keyifli Okumalarrrr...

Varış noktamıza yarım saatten az kalmıştı. Kumsal ile aramızda geçen bol gerilim içeren konuşmadan sonra ikimizde çıt çıkarmıyorduk.

Kumsal'ın böyle davranması çok şüphe çekici. Üstelik Adnan böyle durumlarda nasıl yalan söyleyip belli etmeyeceğimizi çok iyi öğretmişti.

Eğer o taktikleri kullansa da zaten anlardımda bu davranışları beni daha çok rahatsız etmişti. Belli etmemek için bir çaba sarf etmemişti çünkü.

Acele edip hepsinin foyasını ortaya çıkartmaya çalışmayacaktım. Adım adım, tüm ayrıntıları hissederek öğreneceğim. Ama istediklerimi öğrendiğimde nasıl bir tepki vereceğimi ben bile kestirmiyordum.

Şu an ki olduğumuz hale de bakın. Kim ihanet ediyor diye oturmuş onu hesaplıyorum.

Defne ve Kumsal benim kardeşim diyordum.

Doğrusu ilk cinayette kardeşler tarafından olmamış mıydı zaten?

İçimde ki savaşa son vermeme sebep olan mekana gelmiş olmamızdı.

En son Halil Çakmaz'dan aldığımız görevden uzun zaman geçmişti. O son olayları hatırlayınca unutmak istermiş gibi kafamı iki yana salladım.

Kumsal bilgisayar ve eşyalarını toplarken ondan önce davranıp arabadan inmiştim. O da dikkat çekmemek amacıyla arka koltukta oturacaktı.

Çalışanların gireceği kapıya yaklaştığımda koruma işi hariç her işi yapan adam topuk seserini duyunca bana dönmesi bir oldu.

İstekli bir şekilde beni baştan aşağı süzdükten sonra o da iki adım bana doğru attı derken aramızda ki mesafe bir metreye düşmüştü.

"Nasıl yardımcı olabilirim, güzelim?" Dedi kalın sesiyle.

Anormal olan uzun boyu yüzünden kafamı yukarıya kaldırmıştım. Kestiği sakalları çıkmaya yüz tutmuşken şişmiş göz kapakları nöbette olduğunun bir göstergesisiydi.

Bana olan bu davranışı beni yatağa atma istediğini gösteriyordu. Beni kandırabileceğine dair de üstüne bir milyonluk iddiaya girecek kadar özgüvenli olması komikti.

Asıl bu aptalca özgüveni onu çok çabuk etkisiz hale getireceğime işaretti.

O da kendini zeki sanan sıradan insanlardandı.

Zeki olduğumu düşünmekten korkan biriyimdir. Çünkü insanda kibir diye bir bela huy vardır. Kendisini yücelterek karşısındaki kişiyi ezik görebilir. Ve en sonunda bu onun eceli olur.

Alın size mutsuz son.

Flörtöz bir tavırla gülümseyerek "Yeni çalışanım. Adım, Tülay." Derken önüme gelen perçemimi arkaya atarak getirdiğim sportif siyah çantasının küçük cebinden kartımı çıkartarak ona verdim.

Karttan çok beni süzüyordu. Hâlbuki çok gerçekçi olması için Yavuz ile onca kafa patlatmıştık.

Ona uzattığım kartı kontrol etmiş gibi yaptıktan sonra bana uzatırken o da sırıtarak "Hoş geldiniz. Çıkışınız gece bir civarı olmalı. Sizi beklerim. Buralar çok tekin değil." Dedi.

GEÇMİŞİN GERÇEKLERİ Where stories live. Discover now