Bölüm 20

46 16 38
                                    

Neeee??? Şu an 20. Bölümü yazdım ve okuyorsunuz! Ne ara geldik? Ay duygulandım, bir saniye...

Keyifli Okumalar...

Ne zamandan beri Demir'in yatağında sırt üstü şekilde uzanarak tavanla bakıştığımı bilmiyordum. İşler daha çok kızışmış ve daha karmaşık bir hâl almıştı. Bulunduğumuz durum aynı bataklığa benziyordu. Çıkmaya çalıştıkça batıyorduk.

Demir'in dün akşam beni yatağa yatırıp diğerleri ile konuştuklarını biliyordum. Defne'nin tüm söylemelerine kadar her şeyi isteksiz bir şekilde duymuştum. Keşke uyusaydım ama onları duymasaydım demeden edemiyordum. Doğrusu uyumak mı? O ne, artık onunla ilgim yoktu.

Demir'in dediği gibi şu an ki durum Adnan'ın müzik açıp dans etmesinin yolundaydı.

Tuna ve Defne'nin fevri davrandıklarının farkındaydık. Ama asıl onların farkına varması gerekiyordu.

"Nisa..." Yanımda dünden beri bir o yana bir bu yana dönüp duran yeni uyandığı için de çatallı sesin sahibi Yavuz'du.

O da gördüklerinden en hasarlı olan kişimiz olabilirdi. Her zaman ki gözünde parlayan o ışık yok gibiydi. Hatta tam aksine göz altı morlukları kendini gösteriyor buğday teni solgun duruyordu. Onu böyle görmek ise içimi buruklaştırıyordu.

Kafamı sakince onun yattığı yatağa çevirdim ve onu dinlediğimi anlaması için göz teması kurdum.

"Nasıl kurtulduk?" Bu sorunun cevabını aslına bakarsak ben de bilmiyordum. Demir nasıl oldu da Adnan'ın adamlarından kaçmayı başarmıştı? Hepimizi tek seferde nasıl olduğumuz yerden çıkartmayı başarmıştı?

Kaşlarımı çatarak yattığım yerden doğruldum. "Sanırım bende bilmiyorum, Yavuz."

Yavuz'da beni taklit ederek yattığı yerden doğrularak dağılmış saçlarını biraz daha karıştırdı. Ve "O kadar çok cevaplanmamış soru var ki..." Dedi. Devamını ise biraz duraksadıktan sonra dile getirdi. "Ve bunlar cevaplanmıyorken daha çok artıyor."

Ben de Yavuz'un söylediklerine çaresizce kafamı aşağı yukarı saklamakla yetindim.

"Bir duş alsam iyi olacak." Dedim ve Yavuz'da bana baş hareketiyle onay verdikten sonra bulunduğum odayı terk ettim.

Yavuz'un geçmişte ne yaşadığını bilmiyordum. Aslında etrafa yaydığı enerji sayesinde çok abartıldığını düşünmesem de şu an ki hâli gerçekten ağır şeyler olduğunun göstergesiydi. Kendini toparlaması umarım uzun sürmezdi. Aksi takdirde evde kopukluk olacağına emindim.

Odaya geçtiğimde beklediğim gibi Kumsal yoktu. Etrafıma bakındıktan sonra doğruca banyoya doğru ilerledim.

Banyo kapısınna yaklaştığım anda Defne ile benim konuşmalarım gözümün önüne gelmişti.

Onun benden şüphe duymasına sürekli takılıyor ve sinirleniyordum. Nasıl olurda bunca zamandır yanında olduğu kişiye karşı şüphe duyardı? Ah... Anlamak imkansız.

Bu düşünceleri atmak istercesine kafamı salladım ve duşakabine geçip suyu en sıcak tarafa çevirdim.

Üstümü bir çırpıda çıkardıktan sonra suyun altına girdiğimde ani bir ürpertiden sonra kemiklerimin gevşediğini hissetmek iyi gelmişti.

GEÇMİŞİN GERÇEKLERİ Where stories live. Discover now