BÖLÜM 19

62 17 32
                                    

Hepinin bana sinirlisinizdir şimdi kdkdkdsk Neyse bu bölümle gönlünüzü alırım sanki?
Keyifli Okumalarrrr☆

Bütün yaşanmışlara son vermek ne iyi olurdu ama?

Küçüklüğümden beri sürekli 'Acaba normal bir hayatım olsaydı nasıl olurdu?' Diye düşünmekle geçirdim.

Adnan beni almamış olsa. Ailemi alan o olay olmasa. Sürekli acılara karşı dayanıklı olarak yetişmesem...

Kısaca normal bir hayat.

Bütün zorluklar karşıma çıkmıştı. Ölümle burun buruna geldim.

Belki de ölümden korkmadığım için ölmüyorumdur? Eğer korksaydım net şu ana kadar ölmüştüm.

Doğrusu bana güçsüz olmak yakışmazdı. Ben böyle iyiyim. İyi olmalıyım.

"Nisa..." Kumsal'ın çatallı sesiyle ona döndüm.

Gözleri uykusuzluktan ve ağlamaktan şişmişti. Esmer teni gerçekten çok bitkin dururken kurumuş dudakları çatlamıştı. Dokunsam yere düşecek gibi duruyordu.

Kafa hareketliyle söylemesini belirttiğim de "Defne banyodan çıkmıyor ve sürekli ağlama sesi geliyor." Sesi zor çıkıyordu. "Ben... Ben ne yapacağımı bilmiyorum." Ellerini yüzüne koydu ve ağlamaya başladı.

Yanına gidip ona sarıldım. "Güzel yüzlüm..." dedim. "Yaşadıklarımız zor ama biz bunları atlatacak kadar da güçlüyüz."

Bunları bir teselli için değil öyle olduğu için söylüyordum. Kısa bir hatırlatma diyebiriliz.

"Artık dayanamıyorum. Çok ağır. Çok yoruldum. Herşey bitsin artık, yalvarırım." Bağırmaktan kısılan sesinin yanında hıçkıra hıçkıra ağlaması dediği kelimlerin kesik kesik çıkmasını sağlıyordu.

Ona "Geçecek." Ve ya "Bitti." Ya da bunun gibi bir şey demeyi çok isterdim. Ama olay bu.

"Uyumaya ne dersin?"

Ağlamaklı gözlerini zar zor bana çeviren Kumsal'da biliyordu uyuması gerektiğini. Ama nasıl uyuyacağını bilmiyordu.

Bunu umursamayarak yatağa geçecekti ki "Defne?" Dedi onu son anda hatırlamış gibi.

Kafamı hızlı hızlı sallayarak "Merak etme." Dedim.

Bunu ona söylüyordum ama asıl ben merak ediyordum. Onu o halde görmek istediklerimin sonunda bile değildi.

Sıkıntılı bir nefes verirken Kumsal'a bunu yansıtmamaya da özen göstermiştim.

Ben ayaklanırken o da yatağa geçiyordu. Banyoya ilerliyordu ama aslında ayaklarım geri geri gidiyordu. Nasıl bir haldeydi?

Yine elinde bir alet ile kendine zarar mı vermeye çalışacaktı?

Kapıya yaklaştığımda Defne'nin ağlama sesleri daha çok net duyulmaya başlamıştı. Kapının kilitli olduğunu bilsemde iki kez tıklattım ve "Defne?" Diyerek ona seslendim. Ses yok. "İyi değilim..." Dedim. Sesim titremişti.

Sanırım bu iki kelimeyi ilk defa ağzımdan duymuştu. Bana kızdığı nokta da buydu işte. İyi olmadığımı söylememem.

İstemiyordum çünkü. İyi olmadığımı bilmelerini... İstemiyordum işte.

GEÇMİŞİN GERÇEKLERİ Where stories live. Discover now