Bölüm 2- Bay Hırsız

37 9 2
                                    

Korkularımız bizi yönetebilir mi? Yapmayı çok istediğimiz bazı şeylere engel olabilir mi? Neden olduğu bilinmeyen korkular atlatılabilir mi yoksa nedeni bilinse de fark etmez mi?

Unuttuğum geçmişim kendimi sorgulamama neden oluyordu. Bazen belki de sadece psikolojik bir uydurmadır diyordum. Belki bir anlamı yok, belki kafesteki bir kuşun kendine aradığı maceradan ibaretti hepsi.

Bana ' hırsız mısın?' diye sormuştu koyu gözleriyle gözlerime bakarken. Sorduğu soruyla afalladım ve gözlerimi kısıp ona baktım.

"Kimsin sen?" diye sordu tekrardan. Sonra eli ağzımı kapattığı için konuşamayacağımı anlamış olacak ki bir anlık eline baktı.

"Bağırmayacaksan elimi çekiyorum. Gerçi bağırsan..." durdu. Aklına bir şey mi gelmişti? Elini çekti ve bir adım uzaklaştı. Hiçbir şey söylemeden onu izledim. Mutfak karanlıktı.

" Bir dakika hırsız değilsin değil mi? Hırsız olsan bağırmaya çalışmazdın" dedi gözlerini kısarak. Ben zaten bağırmaya çalışmamıştım ki. Tamam belki biraz.

" Hayır, hırsız değilim ama ben seni hırsız sanmıştım asıl" dedim sonunda konuşabildiğimde.

Güldü " Ne?" ve tekrar güldü.

"Bekle" deyip bir anlık mutfağın kapısına doğru yürümeye başladı. Işıkları açtı, mutfak aydınlanınca rahatlamış hissettim kendimi. Karşımda bir yabancı duruyordu. Koyu gri bir tişört, siyah bir pantolon vardı üstünde. Ayrıca tişörtün üstüne de siyah kot giymişti. Birkaç adım atıp tekrardan yanıma ulaştı. Hala şüpheli gözlerle bana bakıyordu.

" öt bakalım. Hala kim olduğunu söylemedin" dedi.

" adım Açelya" dedim. Tam devam edecektim ki vazgeçtim. Burada yaşadığımı söylemekte kararsız kaldım ama üstümdeki pijamalardan anlamak çok da zor değildi.

"Açelya" dedi bir yandan başını anladım dercesine sallayarak. Bir süre koyu mavi gözleri üstümde gezindi, güler gibi oldu.

"Burda mı kalıyorsun yoksa-" dedi gittikçe irileşen gözleriyle ama sözünü kesen Emir oldu.

"Sen kimsin?" dedi Emir. Kapının orda duruyordu. Bu gece ne kadar çok ' kimsin' sorusu sorulmuştu. Mavi gözlü hırsız olmayan hırsızımız sırıttı. Boğazını temizledi ve büyük hızla arkasını döndü.

" alt tarafı altı yedi senedir yokum, unuttun mu hemen ?" dedi.

" Yalçın?" dedi Emir, şaşırmıştı. Ama şaşkınlığı kısa sürdü ve hızlıca birbirlerine sarıldılar. Tabi ki ben o sırada neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Şaşkınlıkla onları izliyordum. Bir yandan sarılıp bir yandan sırtlarına vuruyorlardı. Giderek hızlandırdılar vuruşlarını, rekabete dönüşmüştü anlaşılan. Gülüşümü bastırdım. Sonra beni hatırlamış olacaklar ki sarılmayı bırakıp bakışlarını bana çevirdiler. Adının Yalçın olduğunu öğrendiğim şahıs gözlerini kısmış bana bakıyordu.

" Emir bu kim, eve kız mı attın yoksa" dediğinde şaşkınlıkla gözlerimi kocaman açtım. Emir de kısa bir anlık aynı ifadeyle Yalçın'a baktı. Sonra kaşlarını çatarak,

" saçmalama gerizekalı, kardeşim o benim" dedi. bu sefer şaşıran taraf Yalçın oldu.

" oha! Senin kardeşin ölmemiş miydi? Bu Şirin mi şimdi? Ama isminin Açelya olduğunu söyledi. Yalan mı söylemiş? "

Gözlerimi devirdim.

" hayır adım Açelya, öz kardeşi değilim." dedim.

" babam evlatlık almış küçükken" diye ekledi Emir de. Yalçın sonunda aydınlanmış gibi baktı bana.

GEÇMİŞE GÖMÜLÜWhere stories live. Discover now