🍀 1 🍀

7.8K 480 54
                                    

"Kalabalığın içinde ve habersizken, göğsüme fena halde çarpmışsın..."
🍂

🍀

Parmaklarımın arasında tuttuğum direksiyonu sola doğru çevirirken bir yandan da ısrarla çalan telefonumu almaya çalışıyordum. Ne ara oraya gittiğini bilmediğim çantam bana nispet yaparmışçasına en uç köşedeydi ve ben ulaşmak için can atıyordum resmen.

Nihayet kulpuna ulaşabildiğim çantayla derince bir nefesimi bıraktım fakat benim bu sessiz savaşıma rağmen telefonum dur durak bilmeden çalmaya devam ediyordu.

Bıkkınlıkla ofladım. Zaten beni bu denli taciz edebilen tek bir kişi vardı hayatımda.

Ekranıkaydırdığımda otomatik olarak arabaya bağlanan arama ile telefonu vitesin oraya koydum. "Alo?"

"Alo, Sid?"

Gözümün önüne gelen saçlarımı iterek cevapladım. "Efendim Tuğkancığım?"

"Neredesin bakayım sen?"

Ardımdan dörtlüleri yakmış son sürat yaklaşan araca sağa geçerek yol verdim. Ondan hemen sonra iki araç daha geçti hızla. "Okula gelmeme az kaldı. Bir şey mi oldu da arayıp durdun?"

"Haa," dedi sanki önemsiz bir detaya değinmişim gibi. "Gelirken okulun oradaki pastaneden ekler alır mısın diyecektim."

Gözlerimi devirdim lakin dudak kenarlarımda büyümek için an kollayan gülümsememe de engel olamadım.

"Neden kendin almak yerine beni arıyorsun peki Tuğkancığım?"

"Biliyorsun Sid, sen alınca daha bir yenilesi oluyor." Kıkırdamamı tutaadım bu sefer. Alay ediyordu benimle. Sadece üşeniyordu halbuki.

"Parasını hazırla o zaman, öğrenciyim ben biliyorsun."

Daha fazla konuşmasına izin vermeden telefonu yüzüne kapattım gülerek. İnat eder gibi sürekli onun parasını harcadığımı duymaya hazır değildim ne yazık ki henüz.
Üniversitenin caddesine girmeden önce hemen diğer köşede duran pastane için direksiyonumu kırdım. Şaka yapıyordum tabi ki. O istediği için değil pastaneye, dünyanın diğer bir ucuna bile giderdim.

Gözlerim kısa bir an çantama kaydığında cüzdanımı görmek için hafifçe başımı eğdim. Yolu kontrol etmeyi de unutmuyordum tabi.

Tam bu sırada gözüme takılan şeyle duraksar gibi oldum. Yanlış mı görmüştüm ben?

Gözümdeki güneş gözlüğünü hızla çıkararak daha iyi görebilmek adına ön cama yaklaştım. Hayır, yanlış falan değildi gördüklerim. Bu düpedüz gerçekti.

Fakat bir anlık dalgınlığımla trafikle ilişiğimi kestiğimden 'tak' diye çıkan ses ve arabamın durması ile neye uğradığımı şaşırdım.

"Ay bee!"

Dikkatimi dağıtan adam yüzünden önüme bakmamıştım ve kırmızı ışıkta duran arabaya toslamıştım. Arka arkaya çalan kornalar elimi ayağımı iyice dolaştırırken hasarı görebilmek için arabayı durdurduğum gibi hızla araçtan indim.

Tek şansım arabamın hızının kırk olmasıydı galiba. Ellerim dağılmış salık saçlarımın arasına dalarken kaşlarım endişeyle büzülmüştü.

Fiyatının dudak uçuklatacak cinsten olduğu yeni model Range Rover'ın plakasında ufak bir ezilme mevcuttu. Dudaklarımı çiğnedim gergince. Allah'ım lütfen arabadaki kişi halden anlayan biri olurdu da çok fazla başım ağrımazdı!

Muhtemelen kırmızı ışıkta kendisine vurulacağını tahmin etmeyen sürücü bir süre arabadan inmedi fakat benim gerginlikle geçirdiğim on yedi saniyenin ardından kapı çokta yavaş olmayan bir şekilde açıldı.

Sidelya Melek (Aile Serisi-2)Where stories live. Discover now