🍀13🍀

4.3K 515 339
                                    


"Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi...
🍂

(Sınır 460 oy ve 300 yorum)

🍀

Saatin kaç olduğunu bilmediğim bir zamanda odamın ardından duyulan fısıltılar, zaten uykusu hafif olan ben için ayılmama yeterdi. Erkendi, sadece bunu hissedebiliyordum.

Fısıltılar dindikten hemen sonra kapım küçük bir gıcırtıyla açıldı. Ardından da yengemin kısıkça; "Gel, müsait." dediğini işittim. Kim müsaitti ve kime gel diyordu acaba?

Bir bedenin girdiğini seçebildim adım seslerinden. Burnuma güzel bir koku doldu derken yattığım yatağın önüne geldi ve yüzüme dokunan parmakların sahibi bu sefer dudaklarını alnıma bastırdı.

Gözümü kırpıştırarak açmaya çalıştım. "Abi?" dedim uyku sersemi bir halde. Elim, yüzümü okşayan elinin bileğine gitti ve tutundu oraya.

"Uyu bebeğim, daha çok erken."  dedi yanağımı bir kez daha okşarken.

"Saat kaç?"

"Beş buçuk."

Ağzımdan bir; "Hıhım." sesi çıktığında son kez yanağımı öpen abim geldiği gibi sessizce odadan çıktı. Gece kesik kesik uyuduğumdan dolayı uykuya dayanamayan bedenim tekrar uykuya çekilmekte zorlanmadı.

Abimin odama gelişinden sonra biraz daha uyuduğum uykumdan kalktığımda saat dokuzu geçiyordu. İlk birkaç dakika kendime gelmeye çalışsamda oyalanmadan kalktım ve yatağımı topladıktan sonra odanın içinde bulunan ebeveyn banyosuna girdim.

Ömer Taha'nın sesini duyabiliyordum. Bugün okulu yoktu onun da. Üzerime mavi, köprücük kemiklerimi açıkta bırakan ince bir kazak aldım. Pantolon olarak da koyu, dar skinny kot giyinmiştim. Telefonumu da yanıma alarak odadan çıktım. Babamla görüşmem lazımdı. Akşam yatmadan önce vardığına dair sadece mesajlaşabilmiştik.

"Günaydın." dedim mutfağa girdiğimde yengemi görürken. Konuşmamla Ömer Taha'yı azarlamasını yarıda keserek bana döndü.

"Günaydın canım. İyi uyuyabildin mi?"

"Günaydın hala."

Sandalyesinde oturarak bana cıvıldayan Ömer Taha'nın yanına giderek yanağına bir öpücük bıraktım. Ardından da yengemin sorusunu yanıtladım.

"Uyudum yenge, teşekkürler."

Tam bu sırada çalan zille duraksadım. Emine hanım -teyze- gelmişti sanırım fakat küçük bedenine büyük gelen sandalyeden aceleyle inip; "Amcam geldi, amcam geldii!" diye bağıran Ömer Taha yüksek ihtimalli tahminimi çökertmiş oldu.

Yengeme baktım gayriihtiyari. Islak elini havluya silerken; "Yavuz sabahları işe gitmeden önce mutlaka Ömer Taha'yı görmeye gelir. Ona uçtu afacan." dedi ve kapıya gitti o da.

Benim gitmeme gerek yoktu o zaman. Bu yüzden beş on saniye boş boş mutfak dolaplarına bakmaya başlasam da çok geçmeden elinde harçlığıyla kapıdan giren Ömer Taha sevinçle yanıma koştu.

"Bak hala, amcam yeni bir para daha verdi."

Gülümsedim. "Para mı biriktiriyorsun bakalım?"

Sandalyesine çıkmasına yardımcı oldum. Boyu küçüktü.

"Evet, onları önemli bir şey için biriktiriyorum."

Ne için biriktirdiğini merak ettiğim için sormak istedim ancak yengem mutfağa girerek konuşmaya başlayınca dikkatim ona yöneldi.

Sidelya Melek (Aile Serisi-2)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant