🍀9🍀

5.6K 606 173
                                    

"Papatya hep gül olmak isterdi, çünkü gül'e şiirler yazılırken onun yapraklarının koparılması canını yakıyordu..."
🍂

(Sınırımız 300 oy ve 100 yorum, bölüm sonu görüşürüzz.)

🍀

Üzerimdeki elbiseye heyecandan titreyen ellerimi sildiğimde masadaki yiyeceklere son kez göz gezdirdim. Sare annem, Tuğkan ve amcama bakmak için evlerine geçmişti, babam ise duştaydı. Kuruyan dudaklarımı ıslatmak için dolaptan bardak çıkardım ve su doldurdum. Gerilmeme neden olacak bir şey yoktu, sadece sakin olmalıydım.

Merdivenlerden gelen adım seslerinin ardından babamın bedeni mutfağın girişinde göründü. Üzerine spor beyaz bir gömlek giymiş, kollarını ise kıvırmıştı. Altına giydiği siyah kot pantolon onu olduğundan daha genç ve daha karizmatik gösterirken nemli saçlarını karıştırdı.

"Ne yaptın babam?"

Sorduğu soruya cevap vermeden baş parmağımı kaldırarak onay veren bir ifade yaptım. "Yalnız on numara yakışıklı olmuşsunuz Murat bey." dedim hemen sonra.

Gerçekten de babam elli üç yaşındaki birine göre oldukça dinç ve yakışıklıydı. Bunun nedeni ise tabiki her gün yaptığı spor ve beslenmesine gösterdiği özendi.

Sözlerimle birlikte kendine şöyle bir bakan babam gözlerini bu sefer benim üzerime kaldırdı tek kaşı havadayken. Geçen gün İtalya'dan gelirken getirdiği elbiselerden sade ama şık olan birini giymiştim. Babamın zevkine her daim güveniyordum ve bana aldığı kıyafetler de ciddi anlamda kaliteli, bir o kadar güzeldi.

"Yanınızda biraz sönük kaldık ama olsun bakalım."

Küçük bir kız gibi neşeyle kıkırdadım ettiği iltifat karşısında göğsüne sokulurken. "Ya baba."

Sözlerime eş olarak çalan zille olduğum yerde zıpladığımda babam kolunun altındaki benimle beraber kapıya doğru yürümeye başladı. Az önce bedenimi terk eden heyecan dalgası yeniden nüfus etti ve dudaklarımı dişledim. Gelenler büyük ihtimalle amcamlardı ancak bundan sonraki zil, asıl beklediğimiz kişiler için çalacaktı.

"Hoşgeldiniz."

Amcam kapıyı açıp yüz yüze geldiğimiz anda babama yaslı bedenimi kendine çekti. "Hoşbulduk fıstığım."

"Hoşbulduk."

Sare annemle amcam, babamla beraber içeri geçtiklerinde asık suratlı bir halde duran Tuğkan görüş açıma girdi. Elbisemi yüzünü buruşturarak memnuniyetsizce süzdü, ardındansa; "Hoşbulduk." dedi aynı suratsızlıkta.

"Neden bu haldesin?" diye sordum bir şey mi oldu düşüncesiyle fakat verdiği cevap asla beklediğim gibi değildi.

"Bakıyorum çok da süslenmişsin abilerin geliyor diye."

Homurdana homurdana içeriye geçti ben kalakalmışken. Cidden... bu neydi şimdi? Gayriihtiyari üzerime baktım ancak abartılı bir şey giyinmemiştim ki. Üzgünce, soğuk olmayan evde üşüyen ellerimi arkada birleştirdim.

Evet, üzülmüştüm. Ben onu görmezden gelmiyordum ve asla arka plana atmıyordum ancak o alınganlık yapıyordu. Oysaki her daim olduğu gibi bugünde benim yanımda olmasını isterdim.

Ben kapı önünde öylece beklerken birden uzun bedeni duvarın ardından göründü ve ben ne olduğunu anlayamadan bedenimi kendine çekerek sıkıca sarıldı.

"Özür dilerim, hoşbuldum Sid'im."

"Güzel olmamış mıyım? İstersen gidip değiştirebilirim." dedim bu kadar içerlemesine üzülürek. Çenesini başımın üzerine bastırdı ve iki yana salladı kafasını.

Sidelya Melek (Aile Serisi-2)Where stories live. Discover now