🍀3🍀

6.4K 469 47
                                    

"Oysa insanlar...
İnsanlar her gün cinayet işler. Bazen tek bir sözleriyle, bazen bir bakışlarıyla, bazen sadece yanınızda olmayışlarıyla..."
🍂



🍀

"Sidelya bundan da ye anneciğim. Bu aralar biraz zayıfladın gibi sanki. Gözlerin çökmüş bak!"

Sare annem her görüşmemizde sanki beni hiç görmüyormuş gibi eleştirilerini sıralarken yüzümde engelleyemediğim bir tebessüm oluştu. Aksine, zayıflamamıştım ve gözlerimde çökmemişti fakat o hissedemediğim eksikliği aratmamak için elinden geleni yapıyordu.

"Ah, sarmaları unuttum, hay aksi."

(Yn: Satır arası yorumları unutmayın lütfen..)

Evet, hissedemediğim bir eksiklikti anne sevgisi. Hayatımda hiç var olmamış bir şeyin yokluğuna üzülmek mantıklı gelmiyordu bana çünkü. Belki de bunun en büyük sebebi babamdı. O öyle mükemmel bir baba olmuştu ki bana, hiçbir şeyde gözüm kalmadığı gibi eksik de hissettirmemişti.

Tabi birde bebekken sütünü verdiği yetmezmiş gibi bu yaşıma kadar sevgisini de esirgemeyen Sare annem de vardı. Kendisi Gökhan amcamın eşi ve Tuğkan'ın annesi olurken benimde süt annem oluyordu.

Sare annemin hızla yemek odasından çıkışını düşünceli gözlerle izlerken gözlerim Tuğkan'ın durgun gözleri ile çakıştı. Beni izliyordu. Zaten ne zaman bir arada olsak o, sanki üzerine verilmiş gizli bir görevmişim gibi sürekli beni kontrol ediyordu. Gerçi... beraber olmasak dahi ya mesaj atarak ya da bir sapık gibi sürekli arayarak da yapabiliyordu bunu.

Masanın diğer tarafında olan bedenine eğilerek bir yanağını narince okşadım. Elim yanağına değdiği anda gözleri kapandı ve elini yüzüme yaslayarak ufak bir öpücük bıraktı avuç içime.

"Şu gözlerindeki bakışı silecek misin artık?" dedim kaşlarımla yüzünü işaret ederek. O böyle olduğunda benimde otomatik olarak moralim düşüyordu.

Söylediklerim etkili olmuş olacak ki yüzünü ovuşturarak boğazını temizledi. Sessizce izledim kendini toparlamasını. Bugün Selim'le yaşadığım olayı kafasına taktığını biliyordum. Kendisini suçluyordu fakat suçlamasını gerektirecek bir şey yoktu. Selim kendi istemişti bazı şeyleri.

Bense sadece yolunu açmıştım...

"Aaaa neden yemiyorsunuz hâlâ? Tuğkan yemekleri beğenmedin mi anneciğim? Yoksa hasta mısın?"

Elini telaşla Tuğkan'ın alnına koyan Sare annemle elime çatalı aldım. Pek aç değildim aslında ama bizim için yaptığı yemekleri hatrı için yiyecektim.

"Hayır validem. Yemeğe de babamı bekleyelim dedik."

Sanki kendinden bahsettiğimizi duymuş gibi yemek odasına giren Gökhan amcamla bakışlarımız ona kaydı. O ise nemli saçlarını karıştırdı ve; "Neden başlamadınız?" diyerek sandalyesine doğru adımladı. Oturmadan önce de benim saçlarıma bir öpücük bırakmış, Tuğkan'ın ise omzunu sıvazlamıştı.

"E hadi afiyet olsun o zaman."

Sessizce yemeğe başladık. Gökhan amcamla Sare annem yemekle birlikte anında sohbet etmeye başladığında hâlâ suskunluğunu koruyan Tuğkan'ın ayağına bana bakması için hafifçe vurdum. Gözleri bana döndü hemen.

Bense bir şey demeden saçma bir şekilde sırıttım. Küçüklüğümüzden beri ne zaman birimiz böyle yapsa diğerimiz anlamsız bir şekilde gülerdi.

Sidelya Melek (Aile Serisi-2)Where stories live. Discover now