🍀7🍀

5.6K 500 152
                                    

"Ben mi? Yitirmedim henüz aklımı, lakin bu şehir bazen boğuyor beni, biliyor musun?"
🍂

(Arkadaşlar bölüme geçmeden önce bir şey paylaşmak istiyorum. Bugün yazarınızın doğum günüüü🥳. Ve doğum günümde size bir bölüm göndermek istedim. Hediye olarak şöyle bolca yorum gelir mi fjaşdösö¿ Sınır 160 oy ve 70 yorum olsun bakalım. Güzel bir bölüm sizi bekliyor.)

Bölüm Şarkısı
Ufuk Beydemir🪐Ay Tenli Kadın

🍀

Beyaz oje sürdüğüm çokta uzun olmayan tırnaklarım direksiyonun yüzeyine sertçe tutunsa da gerginliğimi dışarıya yansıtmamak adına kendimi telkin ettim. Sakin olmalıydım. Bu hayatta öz ailesiyle karşılaşacak ilk insan değildim sonuçta.

Büyük bahçeye arabamı park ettiğimde babamda hemen yanımdaki yerini aldı. Havanın sıcak olmasından dolayı ceketimi çıkarmıştım, üzerimde beyaz pantolonumla aynı renk ince bir bluz vardı. Çantamı aldım ve babamın benim için açtığı kapıdan çıktım.

Dağ gibi bedeni her daim ardımdaki varlığını kanıtlamak ister gibi dikilmişti. Gergin bir gülümseme gönderdim güneş gözlüğünden görünmese de beni izlediğine emin olduğum gözlerine.

"Dudaklarını ısırmaktan kanatmışsın Sidelya. Biraz sakin ol lütfen babacığım."

Koluna girerek yanında ilerlemeye başladım. O ise üzerindeki gerginliği öyle mükemmel gizliyorduki, dışarıdan gören biri karakola öylesine geliyormuş gibi bir hali olduğunu söylerdi çok rahatlıkla.

"Elimde olmadığını biliyorsun baba. Engel olamıyorum kendime."

Yandan bir bakış attı yanında küçük kalan bedenime. "Biliyorum güzelim ama benimde elimde değil."

Dahada sarıldım koluna ve içeriye girene kadar da konuşmadık. Girdiğimiz anda birkaç göz bize döndü fakat babam köşede oturan genç bir polis memuruna doğru ilerledi.

"Yavuz Zahir'in odası nerede delikanlı?"

Kafasını dosyadan kaldıran polis önce soruyu soran babama baktı. Ardından küçük bir çocuk gibi babamın ceketini tutan beni süzdü. Aynı yaşıt olmalıydık.

"Ne yapacaksınız başkomiserimi? Geleceğinizden haberi var mı?"

"Murat Korhan geldi ve sizi görmek istiyormuş dersen o anlar aslan parçası."

Birkaç saniyelik bakışmadan sonra polis ayağa kalktı ve koridorun sonuna doğru gitmeye başladı. Her geçen saniye içimdeki gerginlik artıyordu. Çok geçmemişti ki; "Buyrun, başkomiserim sizi bekliyor." sesi duyuldu yanımızdan.

Artık genç bir kız oluşum bile umrumda değildi o an. Kaybolmaktan korkar gibi babamın ceketini tutarak peşinden gidiyordum ve üzerimizdeki bakışlar eksilmek yerine iyice artıyordu.

Kapalı bir kapının önüne geldiğimizde başımı kaldırarak üstte yazan isme baktım.

Başkomiser Yavuz Zahir.

Gözlüğünü çıkarmış olan babam bana kısa bir bakış attıktan sonra kapıyı tıktıkladı ve gelen komutla birlikte içeriye girdik. Girmemizle karşımızda olduğunu sesinden anladığım tanıdık bir ses; "Buyrun hoşgeldiniz Murat bey." dedi. Telefondaki sesle aynıydı.

Babam ilerleyerek adamın elini sıktığında arkasında olduğum için hâlâ görünmüyordum. Babam kenara çekildi ve işte o zaman göz göze geldim.

Abimle...

Havada kalan eli beni gördüğünde yanına düştü. Dudakları aralandı ve gözlerinde inanamaz bir bakış belirdi. Ellerini arkada birleştirmiş bir halde onu izleyen bana uzun bir süre şaşkınlıkla daldı gitti.

Sidelya Melek (Aile Serisi-2)Where stories live. Discover now