2.2

10.4K 598 61
                                    

Birazcık geç geldik ay :((

Artık yorum sınırı falan koymayacağım. Bitirdikçe atarım ben size bölümleri. Koyduğum minik sınırlar geçilmiyor. Boşu boşuna beklentiye girmek de istemiyorum o yüzden artık sınırla, yorumla uğraşmayacağım.

Ig; themeeryy_

***
Annem tarafından daha önce hiç böyle bir hayal kırıklığı yaşamamıştım.

Yanımda huzurla uyuyan adamın yüzüne yaşlı gözlerle bakarken tek yaptığım annemin sözlerini hazmetmeye çalışmaktı. Bir an önce eve dönüp nedenini sormak istiyordum. Annemin derdi neydi? Serhat'a nasıl öyle bir mesaj atabilirdi?

Dudaklarımı yanağına bastırıp geri çekildiğimde kıpırdanmıştı. Gözlerimde ki yaşları görmesin diye hemen geri çekildim. O ise başını boyun girintime yasladı. Boynum sıcaklığıyla yanarken ondan uzak kalma düşüncesi geldi kuruldu içime.

Yapamazdım. Serhat'tan uzak kalamazdım. Kısa süren görevlere gittiği zamanlarda bile özlüyordum deli gibi. Annem ne yapmaya çalışıyordu Allah aşkına?

Gözlerimi kapatıp kendimi uyumaya zorladım ama olmuyordu. İhtimaller karnımı ağrıtıyor, beni uykusuz bırakıyordu. Kıpırdanıp durduğum içinde kendime sövdüm içten içe.

Serhat'ın boynumda ki başı yüzünden terlemiştim. Birkaç saç teli yanağıma yapışmıştı. Elimi kaldırıp saç tellerini oradan çekerken aniden Serhat elimi elinin içine hapsedip hızla pozisyonumuzu değiştirdi.

"Rahat durmuyorsun," dediğinde sesinde ki erkeksi ton, yutkunmama neden oldu. Uykulu olduğu belliydi. Sesi kalın ve vurgulu bir şekilde çıkmıştı öpmek istediğim dudakları arasından.

Gözlerimde ki kızarıklıkları görmemesini dilerken, "Uykum kaçtı," diye yalan söyledim. Yani çok da yalan sayılmazdı.

"Hiç uyumadın ki. Hangi uykun kaçsın?" İlk andan beri anlamış mıydı gerçekten?

"Hayır," diye yeniden yalanlasam da Serhat ağırlığını vermeden başını göğsüme yasladı. Bacaklarımın arasında duran bedeni bana pek iyi şeyler düşündürmüyordu. Bir ateş yandı içimde. Tüm bedenimde kol gezen yangın, kasıklarımda son buldu.

Alt bedenlerimizin teması iyice sıcaklatmıştı beni.

"Neye ağlıyordun?" Sorusuna cevap veremedim. Dualarımızı büzüp, "Hiçbir şeye," dedim çocuk gibi.

"Aynen," dediğinde bana inanmadığını belli etmişti. Ağlamak istemiyordum yeniden. Sadece Serhat'ın varlığını hissetmek istiyordum. Ellerimi ensesinde birleştirip, dudaklarına doğru içli bir nefes verdiğimde, elleri saçlarımın arasına karıştı.

Saçlarımı okşarken hissettiğim güven ve şefkat öyle yoğundu ki, duygusal anımdayken bunu yapmamalıydı. Hüngür hüngür ağlayabilirdim her an.

"Seni ağlarken görmekten nefret ediyorum." İtirafı kalbimin hızını arttırdı. Maraton koşmuş gibi atan kalbimin sesini duymasından korkmadım. Sakıncası yoktu. Ona ait olan kalbim, onun için atıyordu ne de olsa.

Dudaklarını sol şakağımdan sürterek alnıma getirip, alnıma üst üste öpücükler bıraktı. Saçlarımı okşarken, "Seni kim ağlattı, neden ağlattı bilmiyorum ama eğer sorun bensem, sırf sen ağlama diye kendimi senden, seni üzecek her şeyden uzak tutarım," demesini beklemediğimden gözlerimde akmayı bekleyen yaşlarla onun karanlıkta bile parlayan ela gözlerine baktım.

KIZIL | texting Where stories live. Discover now