2.9

3.5K 300 24
                                    

Keyifli okumalarrr...

***
2 hafta sonra.

İki hafta geçmişti annemin Serhat'a söylediği sözlerin üzerinden. Serhat şu an görevdeydi. Dört gündür onu göremiyordum. O olaydan sonra tamamen sessizliğe çekilmişti.

Onu anlamak istemesem de anlıyordum. Aynısını Candan teyzenin yaşattığını düşününce Serhat'ın üzülmesini ve gurur yapmasını normal karşılıyordum.

Liya'yla konuştuğumuzda Serhat'ın küs kalamayacağını, hemen barışacağını söylemişti ama işlerin o kadar kolay olmayacağının pekâlâ ben de farkındaydım.

Basit bir olay değildi yaşadığımız. Ve hemen kapatılacak bir olay gibi de durmuyordu bakıldığında.

Penceremin önünde durmuş sokakta ki çocukları izlerken telefonum çaldı. Kayıtlı olmayan bir numaraydı. Başta açmak istemesem de sonradan yanıtlayıp hoparlöre aldım.

"Alo?"

"Merhabalar Gamze Hanım. İyi günler efendim. Müsait miydiniz?" Tatlı ve kibar konuşan kadın sayesinde nedensiz mutlu olmuştum.

"Evet, benim. Buyrun."

"Ben sizi yaptığınız başvuru için aramıştım. Geçen aylarda İsmail Korkmaz'ın yayınlamış olduğu, 'özel şefler' adlı yarışmada siz de olmak istediğinizi iletmişsiniz." Kadının sözleri ile heyecanla doğrulup gülümsedim. O yarışmaya girmek demek İsmail Bey'in restaurantlarında iş imkanı bulmak demekti. Ve benim için son derece önemli bir fırsattı.

"Evet, iletmiştim. Bir gelişme mi var yoksa?"

"Pazartesi günü sizi de burada görmek istiyoruz. Adresi size mesaj olarak atacağız. Tekrardan iyi günler diliyorum." Suratıma kapanan telefonu umursamadan odanın içinde mutkukuktan bir o yana bir bu yana yürüyüp elimi ağzıma kapatarak çığlıklar attım.

O yarışmaya girip o ödülü de, o restaurantta çalışma hakkını da almam lazımdı.

Telefonuma gelen mesajla atılan adese baktım. Neyse ki iki gün sonrası içindi ve hazırlanmak için bol bol vaktim vardı. Liya'yı yarışmaya girmesi için ikna edememiştim. Doğrusu Barlas abi istememişti. Çünkü Liya'nın gözünün önünden ayrılmasına tahammülü yoktu beyefendinin.

Saate baktığımda artık hazırlanıp mahalleye çıkmam gerektiğini fark ettim. Bugün Liya'nın abisi Levent abi ile Aydan ablanın evine çeyiz eşyalarını dizeceklerdi. Henüz erken olsa da Levent abi istemişti bunu. Ve kendi aralarında, yani mahallenin bir kısmı ile, yemek yiyeceklerdi. Annem hazırlıklara yardım etmeye gitmiş olsa da ben gitmek istememiştim.

Üzerime tişört altıma ise kot pantolon giyip telefonumu, cüzdanımı küçük çantamın içine koydum. Saçlarımı üstten at kuyruğu şeklinde toplamıştım. Yüzüme güneş kremi dışında hiçbir şey sürmemiştim.

Evden çıkarken Serhat mesaj atmıştı diye bir yandan da kontrol ediyordum. Görevden ne zaman döneceğini bilmiyordum ama şimdiye dönmüş olması gerektiğini biliyordum.

Hızlı hızlı yürürken Liyaların evinin arka kısmında Lale ve Tuğrul abiyi gördüm. Lale ağlıyordu. Hırsla bir şeyler söylerken Tuğrul abinin kaskatı ifadesi bir an bile yumuşamıyordu. Aralarında bir şeyler olduğunu biliyor olsam da Lale'nin ağlama nedenini bilmiyordum.

KIZIL | texting Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang