special

2.4K 174 103
                                    


10 bin özel için bir şeyler yapmak istedim ama bu bölüm yayınlandığında sayı kaç olur bilmiyorum, farklı konularda birçok kez silip yeniden yazdım ve içime en çok sinen bu oldu.

oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen♡:)



bts, house of cards.

*

"Bunu yapmamız doğru mu?" diye fısıldadım botlarımın bağcıklarını bağlamayı bitirirken.

"Verdiğim sözü tutuyorum." diye homurdandı siyah maskeyi taktıktan sonra bana dönerek. Bende siyah bereyi başıma geçirip aynaya döndüm. Kapının pervazına yaslanmıştı.

El ele kışlık evden çıkarken ses çıkarmamak içim ekstra bir çaba harcamıştık çünkü sabah saatin 7'siydi ve uyuyan arkadaşlarımızı uyandırmak gibi bir niyetimiz yoktu. Siyah saçlarını eliyle dağıttıktan sonra elimi tutmasıyla merdivenlerden aşağıya indik ve kumsala inip yürümeye başladık. Kış ayındaydık ve hava çok soğukken bunu yapmamız akıl karı değildi çünkü donuyordum.

"Bunu normalde yazın yapmamız gerekiyordu," diye başladı başı yere eğilirken. Boşta kalan elimi cebime sokup onu dinlemeye devam ettim. Biliyordum, meşguldü ve bana bu kadar zaman ayırabilmesi bile bir mucize gibiydi. "Ama yazın turda olacağız."

"Bizde geliriz." diye mırıldandım gözlerimi kırpıştırıp, rüzgardan dolayı dolmuşlardı.

"Üşüdün değil mi?" dedi durup karşıma geçerken. Bakışları gözlerime kilitlenirken elimi elinden çekip birkaç adım daha yaklaştım ve başımı montunun açık bıraktığı boynuna gömdüm. Kolları belimi sararken derin bir nefes verdim.

"Kendini fazla yorma," diye mırıldandım kokusunu içime çekerken. Sürekli kayıt yapıyordu, konserler için özel sahneler hazırlıyorlardı, günün çoğu saati pratik yapıyorlardı ve bugün Jennie'nin doğum günü olduğu için topluca barbekü partisi yapacaktık. Biz dün akşam dördümüz gelirken diğer grup öğlen gelecekti ve son kez hep beraber olacaktık. Uzun bir dünya turları vardı. Kolları sıklaştığında gülümsedim, ona sarılınca hep bunu yapıyordu.

"Bence bizim şirketle görüşmeyi kabul edebilirsin." dedi benden ayrılıp tekrar elimi tutarken.

"Emin değilim."

"Müzik yapan birçok sanatçıdan daha fazla teknik biliyorsun, neden olmasın?"

Modellik için YG'deydim ancak sözleşmenin bitmesine birkaç ayım kalmıştı, yenilemek istediğimden emin değildim ve BigHit'ten böyle bir teklif geldiği için Jungkook her konuşmamızda bu konuyu açıp beni ikna etmeye çalışıyordu. İyi olabilirdi, hayallerimi gerçekleştirmiş olacaktım ve böyle bir fırsat elime geçmişken kaçırmak salaklık olurdu. Sadece kendime güvenim yoktu. İyi iş çıkarabileceğimi biliyordum ve denemekten zarar gelmezdi, kabul etmeyi düşünüyordum ancak sözleşmem bittiğinde ona söyleyecektim.

"Sonra konuşalım." dedim dudaklarımı birbirine bastırırken. Tuzlu suyun kokusu etrafa yayılmıştı ve bu his çok güzeldi. Uzun zamandır Jeju adasına gelmemiştim ve bu tatil ev Jungkook'un olduğu için sık sık gelebileceğimizi söylemişti. Yakalanmaktan korkmuyordu ama şuan herhangi biri tarafından fotoğraflarımızın çekilip yayınlanması da hoş olmazdı. Bu yüzden erkenden çıkmıştık ve akşam için bahçenin etrafı kapalı olduğundan bu konuda endişeli değildim.

jamais vuOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz