cooking studio

6: artık kırılmayacağımı düşündüm.

benden özür dilemenin üzerine seni göreceğim ilk zaman, son olaylardan sonra çıkacağım ilk programdı.

bana bu kadar şirinlikler yaptıktan sonra diğerlerini de tembihlediğini düşünüyordum. stüdyoya geldiğimde beni minhyuk malı karşılamıştı. -hep hayallerimdeki karşılama gerçekten-

bugün yapacağımız et menüsüyle ilgili bir şeyler araştırıyordu. cidden onunla uğraşmak bile istemeyip geçip gidecektim. ancak minhyuk durmayıp  kolumu tuttu ve ona dönmemi sağladı.

bana söylediği ilk cümle 'sana meydan okuyorum'du. bir an kendimi bakuganda hissettim ancak kafamı sallayarak onu onayladım. ardından bugün olan yarışmada kaybedenin yarışmadan ayrılacağını söyleyip gitti.

başta sorun olacağını düşünmedim çünkü büyükbabamla her zaman et pişirirdik. 

ancak aklıma senin asla beni seçmeyeceğin geldi yoongi.

yarışmadan gidecek ve seni bir daha göremeyecektim. bir yandan artık kırılmayacağımı düşündüm ama beni asıl kıracak şeyin senden uzaklaşmak olması gözlerimi açtı.

bir şeyler yapmalıydım ve yaptımda.

kamera yönetmeniyle konuştum ve tadımların yapılmasında jürilerin gözlerinin kapalı olmasının daha etkileyici olduğunu söyledim.

biraz düşünüp bana onay veren adama gülümseyip kendi tezgahıma geçtim.

diğer jürilerle birlikte geldiğinde tamamen sana odaklandım yoongi.

bakışlarını herkes üzerinde dolaştırıp kayıda başladığımızda hzılıca zaten çoktan bildiğimiz et menüsünü söyledin. daha sonra  herkes başladığında ben de zeytinyağını aldım ve etlerin üzerine iyice yaydım. herkes bir şeyler yaparken benim hiçbir şey yapmamam etlerini haşlayan minhyukun dikkatini çekmişti. internetten bulduğuna emin olduğum önce haşla sonra kızart taktiğini uyguladığı için ona bakıp güldüm.

zamanı hesaba katarak zeytinyağında dinlendirdiğim etlerimi çıkardım ve ızgaranın üzerine koydum. üzerine gerekli baharatları ekleyerek ızgara tavasını orta ateşte pişmeye bıraktım. 

minhyuk bütün dikkatini fırına yerleştirdiği etine vermişti. bir ızgara bir fırın şeklinde olan menüde ızgaralarım olurken fırına atacağım et için tepsinin dibine biraz su koydum. etlerin fırında suyu çekmesi eti yumuşak yapacaktı. fırının sıcaklığı yüzüme vururken gülümsedim. etin tadımını gözünüz kapalı yaptırmak nasıl gelmişti bilmiyorum yoongi ama iyiki gelmiş. senden ayrılmak istememenin gazı olduğunu farketsem de kendime ses etmedim. 

fırındaki  etlerime birer kürdan batırarak fırına geri ittirdim. ızgara tavasındaki etlere de kürdan sapladıktan sonra, seni çekmeyen kameraları fırsat bilerek beni izlediğini gördüm. göz göze gelince hemen gözlerini çektin yoongi. kedi olduğunu daha kaç kere söylemeliyim gerçekten. 

o kadar şirinsin ki bazen seni battaniyelere sarmalayıp sevmek istiyorum.

neyse değişik fantezilerimi bilmene gerek yok

sürenin yavaş yavaş sonuna gelirken sooyoungun 'yine ne şeytanlıklar düşündün' bakışına gülümseyip etleri tabağa koydum ve sunum için hazırladım. mal minhyuk sinsi sinsi sırıtıyordu. kayda girdiğimizde hepimiz tabaklarımızı jürilerin önüne dizdik ve tezgahlarımıza döndük. en sonda benim tabağım vardı, ondan bir önce minhyukun. diğerlerinin etleri zaten umrumda değildi. ne söylediklerini duymadım. minhyukun tabağına geldiğimizde birbirimizle bakıştık. sizin önünüze kesilip konulan ete bakarken içimden geçirdiğim tek şey 'kuru' olmuştu. 

eti yedikten biraz sonra 'kuru' dedin yoongi. gerçekten daha ne kadar soulmates olabiliriz yoongi. minhyukun düşen suratıyla gergin gülümsemem gerçek bir gülümsemeye dönüştü. benim tabağıma geldiğinde yediklerinde ağızlarında lokum gibi dağılacağını bildiğim eti yediler. yoongi yemin ederim dudağının kenarındaki o gülümsemeyi gördüm. 

önce gözlerini sen açtın. az önce yaladığın için parlayan dudaklarına bakıp iç çektim. bu stüdyonun gözde çifti falan olabilirdik ama ben en gözde aptalı olmuştum. 

puanlamaya geldiğinde minhyuk da dahil herkese iki verdin. minhyuk benim sıfır alacağımı düşünürken yarışmada otuz tam puan olan ilk kişi oldum. kapanış konuşmasında kazanan olarak yanınızda durmam gerektiği için kameranın önüne geldim. kamera çekime başlayacağı sırada bir elini belimde hissettim. kimin eli olduğunu anlamam için dönüp bakmama bile gerek yoktu. daha önce ellerini belimde hissetmenin nasıl olacağını hayal etmiştim. 

hayal olamayacak kadar güzeldi ve ellerini hafifçe oynatarak belimi okşarken çok güzeldin. tabii her zamanki gibi sana bunların hiçbirini söyleyemedim çünkü üzerimi değiştirip çıkmak için soyunma odasına girdiğimde minhyuk ve seni öpüşürken gördüm.

-

son dört bölüm, uzun süre bölüm atmamışım benim salaklığım özür dilerim ühüüü. sizi seviyorum yoonminle kalın