8: sadece fırtınadan korktuğun için buraya geldiğine kendimi ikna etmem gerekti

1K 140 72
                                    

bölümü düzenledim.  iyi okumalarr♡

-

bütün bunlar yetmez gibi başıma çıkan dertlerden gerçekten yorulmuştum.

havaların soğumaya başladığı ve gece fırtınaların başladığı bir dönemde odamda korkudan titriyordum. gerçek anlamda titriyordum çünkü öylesine gürültülü geliyordu ki ağlayacaktım. tam o anda kapım tıklatılmıştı ve küçük bir çığlık ağzımdan kaçmıştı. daha sonra panikle konuşmuş "benim, yoongi." demiştin.

gelen sendin yoongi. o anda öldüğümü düşünmüştüm. öldüm ve bilinçaltım bana senin geldiğine dair oyun oynuyor.

sonra kendime geldim ve kapıya bakmak için ayaklandım. açıp açmamak arasındaydım ancak arkada kopan fırtına beni daha çok gerdi ve açtım işte. ileride olacaklardan haberim olsa açmazdım.

üstünde pijamaların vardı ve gözlerin şişmişti. sanırım ağlamıştın? ağlamış mıydın? eğer ağladıysan ben de yıkılırdım yoongi. orada biraz durup birbirimize baktık ve sonra sen hemen bana sarıldın. kollarını hafifçe belime doladın ve kafanı omzuma yasladın. bir elim kapının kulpundan destek almak istercesine sıkı sıkı tutunurken diğer elimi yavaşça beline sardım.

bir süre böyle kaldık ve sonra beni yavaşça geriye iteklemeye başladın. adımlarım sana ayak uydurdu ve elim kapının kolunu bıraktı. sen kapıyı elinle ittirip kapattıktan sonra geri geri giderek yatağa devrildik.

o an içimden tamam dedim. bu günü atlatırsam bundan sonra hiçbir gün ölmem.

bedenin bedenimi örtmüş kafan omzumdayken yatağa uzandık ve bir süre bir şey söylemedin. ağlamak istedim. beni üzdüğünü ve senden nefret ettiğimi söylemek istedim. ancak sadece gözlerimi kapattım ve kollarımla seni daha çok sardım. senin kadar ben de korkmuştum ama yine de sadece fırtınadan korktuğun için buraya geldiğine kendimi ikna etmem gerekti.

bir şeyler söylemen için bekledim ancak bir şey söylemedin pek hatırlamıyorum ancak fırtınanın sesi azalırken ve gözlerim kapanmak üzereyken dudaklarımın üzerine dudaklarını değdirdin. orada öylece uyuya kaldık eminim çünkü gece hiç üşümedim. ancak sabah uyandığımda seni yanımda, yatağımda bulamadım. öylece gitmiştin işte. başka bir şey olmasını beklemezdim zaten. o yüzden ağlamamı durdurmaya çalıştım ve çekime gitmek için yataktan kalktım. 

bir para bırakmadığın kalmıştı. zaten sana sinirlenmemin bir anlamı yoktu. ansızın kalbimin anahtarını çalıp izinsiz gelebiliyordun. karşı koyabilecek güze de cesarete de sahip değildim.

stüdyonun kapısından girince bütün bunları kafamdan atmam gerekti. stüdyo artık kalabalık değildi. zaten neredeyse yine bir finale gelmiştik. ceketimi almaya gittiğimde minhyukla karşılaştım. bana sataşmaya çalışacağı belliydi. onu görmezden geldim ve odadan çıktım. cidden modumda değildim. bugünün menüsüne baktım ve tarifleri gözden geçirdim. malzemeleri tezgahın üzerine ayırdım ve kayda girmemiz için bekledim.

sette görevli olanlar yavaş yavaş gelmeye başlarken aralarından seçebildiğim sooyounga selam verdim ve ardından tezgahıma döndüm. herkes şefleri bir süre bekledikten sonra sizin girdiğinizi belirten kapı gıcırdaması yankılandı. kafamı aşağı eğdim ve programın açılışını sunmanızı bekledim. bana baktın mı bilemiyorum yoongi?

bence bakmaya hakkın da yok.

kalan yarışmacılarla kısa bir hafta özeti yaptıktan sonra -ben de vardım ancak siz kısa kısa cevaplarla geçiştirdim- yemeklerimizi yapmaya başladık. benim için basitti. tabii odaklanabilirsem basitti. yemeği yapmaya başlarken etrafımı sessize almış gibiydim.

sürenin yarısında kısa bir ara verdiğimiz zaman da -hamurlar mayalanırken- öylesine tezgahımı topluyordum. etraftan kopmuştum işte. bu yüzden arkamda biri olduğunu hissedemedim. birine yaslandığımı fark edince hemen önümü döndüm. özür dilerim diyecekken arkamdaki kişinin sen olduğunu gördüm.

geri çekilmeye çalışacakken önlüğümün bağlama kısmındaki fazlalıklardan tuttun ve beni kendine çekip dudaklarıma kapandın.

beni herkesin içinde öptün. tekrar ediyorum yoongi, sen beni öptün. bunu herkes gördü. nasıl bir manyaksın? beni öylece öpersin. kısa süre dudaklarımı emip geri çekildin. şoktan çıkıp sana bir şey de söyleyemedim. kalbim avcumun içindeymiş gibi hissediyordum ve sen ayrılıp bana gülümsediğinde sana dehşet içinde baktığıma eminim. seni korkuttum mu? peki ya karşılık verseydim herkes önünde benimle öpüşmeye devam eder miydin? gerçekten çok düşündüm ve hala da düşünüyorum.  çünkü herkes adı altında kastettiğim kişiyi biliyorsun değil mi?

bu kadar mal değilsindir yani. mal olmadığını biliyorum. ama benim fikrimce öylesin. çünkü severken kırmayı biliyorsun sadece. 

sen beni öptüğünde hiç arkana bakmadın. ancak ben görebiliyordum. daha sonradan minhyukun sinirle stüdyodan çıktığını görebiliyordum. peşinden gitmek istedim ancak yerimden kıpırdayamayacak kadar şokta ve aşıktım. ama öyle olmayan biri  vardı. sendin. 

ve yine beni orada bırakıp minhyukun arkasından koştun. artık sana karşılık veremeyecek kadar şokta ve kalbi kırıktım.

-

bu fic benim için her zaman bir kaçış yeri gibi oldu. yazarken asla zorlanmadım ve öylece bitirmek içime sinmezdi. beni desteklediğiniz için teşekkürler♡ öpüyorum herbirinizi kocamannn

 beni desteklediğiniz için teşekkürler♡ öpüyorum herbirinizi kocamannn

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
cooking studioWhere stories live. Discover now