13: tanrının sunabileceği en leziz menü.

754 114 55
                                    

mucizelere inanan biri sayılmazdım. insanlar o kadar boğucu ve dogmatik bir hayat yaşıyordu ki, heyecanlı bir olay olunca bunu mucize olarak adlandırıyordu.

benim için hiç değişen bir şey yoktu. yine terkedilmiş ve yalnızdım. senin yüzünden biliyorsun ki.

ama asıl gerçek şu ki: bu beni olgunlaştırdı. artık olaylara daha profesyönel bakıyorum. ilahi güçler ve mucizeler olmadan da ayakta kalabiliyorum yani. senin tanrıya inancın olduğundan bile şüpheliyim yoongi. ilahsızsın sen. kansızsın da. çünkü minhyuk malıyla sevgilisin. tamam. minhyuk suçsuz gibi görünebilir. tıpkı bir melek gibi durabilir. onun içini biliyorum ben. tam bir şeytan.

yine minhyuka kızıp keyfimi kaçırdım. neyse.

biliyorsunuz ki size karşı katı kurallar koymuştum şef min. onları harfiyen yerine getiriyorum. elbette, siz de bunun farkındasınız. ancak bu sizin bileceğiniz iş. minhyukla sevişirken düşünecektiniz.

bunların hepsini fark edip bana ulaşmaya çalışmanın altıncı günüydü yoongi. tam altı gün senden uzak durdum ve tam pes edeceğimi düşündüğüm bir noktada tanrı sanki bana dayanma gücü verirmiş gibi hyunjini yollamıştı.

onunla nasıl tanıştığımı da anlatacağım tabii ama daha da önemlisi. senin beni nasıl kıskandığını anlatacağım.

her zamanki gibi normal bir gündü. otelden çıkıp stüdyoya gelmiştim. soyunma odasından önlüğümü alıp çekim alanına gittiğimde, yakalarındaki kartlarda jyp yazan kişilee görmüştüm. hemen dikkatimi çekmişlerdi çünkü yüzleri tanıdık değildi. yine de kendimi geri tuttum ve çekim saatini beklemek için tezgahıma yöneldim. o sırada sooyoung adımı şakıyarak beni panikletti ve yanımdaki metal kabı yere düşürdüm. büyümüş gözlerle arkamı döndüm ve sinirle ona baktım. zaten küçücük canım vardı.

neyseki ona kızamadım çünkü bana hayatımın en büyük ikinci şansını vermişti.

yanında ilerledim ve ona ne olduğunu sorar bakışlar attım. pekala. o an için çok salak olduğumu sanabilirsiniz ama en mantıklı seçenek beni idol yapmaya gelmiş olmalarıydı. bu yüzden oradaki personel de dahil olmak üzere herkese idol olmak için çok tecrübesiz ve özgüvensiz olmamla ilgili yirmi dakikalık bir konuşma yapmış olabilirim.

ne yapsaydım. jyp yetkilisi görünce aklınıza gelebilecek en iyi seçenek buydu ancak amaçlarının farklı olduğunu sooyoung beni susturup tokatladığında anlamıştım.

beni idol yapmaya değil, idollere yardım etmem için almaya gelmişlerdi ve bu inanılmaz bir şanstı. ilk defa bu kadar şanslı olduğumu düşünmüştüm. tabii buna sevinme şansım olmadan panik atak geçirir gibi olmuştum. sebebi ise yardıma gittiğim idollerle ilgiliydi.

stüdyodan çıkıp onların çekim alanına gitmek için arabaya bindiğimde -o kadar hızlı oldu ki nasıl yaptım bilmiyorum- tüm şarkılarını dinlemiş ve üyelerin isimlerini öğrenmiştim.

yeni çıkaracakları "god's menu" şarkıları için bir yemek şovu hazırlamayı planlamışlardı ve bunun için de benden yardım istediler. ne kadar inanılmaz olduğu bariz değil mi yoongi? bu habere nasıl kızdın anlayamıyorum.

çekim alanına geldiğimde onların müzik videolarının bir kısmına da şahit olmuştum. ne yalan söyleyeyim, etkilenmiştim. senkronize olmaları bir yana, seslerinin derinlikleri beni içeri çekiyordu. bu yüzden çekimin durduğunu ve üyelerin hepsinin beni izlediğini fark edememiştim. eh, birazcık da ağzım açık kalmıştım tabii.

bu hâlime gülerlerken tatlı olduğumu söyleyip geçmişler ve kendilerini tanıtmışlardı. ben de sadece adımı söylemekle yetindim ve böyle bir tanışma sahnesi edindim.

cooking studioΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα