O/23

70 9 3
                                    

|23.06.2015|

Gözlerini her kapadığında canı daha çok acıyordu. Akıttığı  yaşlarına bir yenisi eklenirken titrek bir nefes vererek doğruldu. Yarım saatten beri morg kapısının önünde oturuyordu, fakat içeri girebilde cesaretini asla kendinde bulamıyordu.

Geldiği noktaya hala inanmak istemese de yavasça ayağa kalktı. Adımlarını güçsüzce atarken başınin döndüğünü hissetti, üç gündür hastanedeydi fakat en son ne yediğini hatta ne zaman yemek yediğini bile hatırlamıyordu. Kafasını duvara vurup bayılmak, ve sabaha evinde eşinin kollarında uyanmak istiyordu. Bunun ilk başta bir rüya olduğuna inanmak istese bile bunun gerçek olduğunu biliyordu. Canı çok yanıyordu, daha önce bu koridorda ağlayan insanlara bakmadan işini halledebiliyordu fakat bugünden sonra yakınlarını kaybeden insanların  içlerinin nasıl yandığını bilecekti. Tüm vücudu aynı anda yanıyor ve uşüyordu. Ayaklarının altında yanan kömür yığıni varken yüzü, omuzları ve hatta kolları karın içinde gömülmüş gibiydi.

Ayakları tökezlemeye başlarken morgun kapı koluna tutundu. İceride kim olduğunu biliyordu ve beklemesine de gerek yoktu. Fakat ayakları ne ileri ne de geri gidebiliyordu. Birkaç adım ilerisinde kızı ve eşi vardı fakat onları bu şekilde görmek canını hiç olmadığı kadar yakacaktı. Parmakları kapınin kulbunu tutarken titreyen çenesinu durdurmak istedi, dişlerini sanki  kırılacak gibi çok sıkıyordu fakat elinde değildi. Adımlarıni yavaşça atarken daha önce buraya hiç bu şekilde geleceğini hayal etmemişti, etmek bile istemiyordu.

"Irayna,"

O sadece nefes verirken ağzında ki maske ile ona bakan doktora döndü. Kapanma üzeri olan gözlerini ona doğrulttuğunda telaşlı bakışlarından ne halde olduğunu anlayabiliyordu.

"Iyi hisetmediğini biliyorum,"

"Lütfen." Elini yukarı doğru kaldırırken sonunda ses tellerini bulmuştu. Dudaklarından çıkan ilk kelime lütfen olurken son kelimesinin ağlamalarının arasında ne olacağını bilmiyordu.

Çaresizdi.

Tamamen.

Önünde ki adamın ona uzattığı maskeyi yok sayarak yürümesine devam  etti. En son iki hafta önce geldiği yere sanki ilk defa geliyormuş gibiydi. Soğuk yüzüne vurdukça gözlerinin içi sulanıyordu, ağlamamak için kendini sıkarken nefesi sıklaşmıştı. Sonunda ayakları onu taburların olduğu yere götürürken içinde ki tüm nefesi bıraktı. Dudaklarından bir hıçkırık kaçarken yere yığılmamak için kendini zor tutuyordu. Taburların hemen yanında yüksek masanın üzerinde ki kağıda bakarak cesetlerin olduğu torba sayılarına bakti. Ayakları onu önce kızina götürürken burada tek olduğunu sanıyordu. Onu izleyen Sergio'dan bir haberdi ve daha bilmediği çok şey vardı.

Taburun üzerinde yatan iki beden onu bekliyordu. Irayna titrek elleriyle kızinın üzerinde ki beyaz örtüyü onun karın boşluğuna kadar çekti. Ağlamaya başlarken birkaç sabah önce kıyamayarak seyrettiği kızının yüzüne bakıyordu.

Morarmış ve şişmiş gözleri açıktı. Minik mavi gözler rengini kaybetmiş boşluğa bakarken alt dudağının sol kenarından omuzuna kadar uzanan derin bir çizgi vardı. Göğüs kafesi karın boşluğuna kadar açıktı, yüzünde ki, kollarında  ki ve başında ki kanlar temizlenmişti fakat yine de küçük kızın minik bedeninde onlarca acı kalmıştı.

Du hast das Ende der veröffentlichten Teile erreicht.

⏰ Letzte Aktualisierung: Sep 13, 2022 ⏰

Füge diese Geschichte zu deiner Bibliothek hinzu, um über neue Kapitel informiert zu werden!

Olanaksız |Lanet Serisi 1|  #Wattys2020Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt